İnterferonların yan etkileri. İFN tedavi sürecinde yan etkiler oldukça sık görülür. Hastaların genelinde İFN enjeksiyonundan hemen sonra ateş, kırgınlık, kas ağrıları gibi grip benzeri belirtiler görülür. Bu yan etkiler 4-12 saat kadar devam edebilir. Grip benzeri yan etkiler tedaviden birkaç hafta sonra azalır ve kaybolur.
Seefull list on kolonrektum.com
Bunuaşmak için kullanılan diğer immun sistemi baskılayıcı ilaçlar ise kortizondan farklı kimi zaman daha riskli yan etkileri karşımıza çıkarabilmektedirler. Ülseratif kolit hastalığında kalın barsağın tümü tutulduğu zaman hastalık özellikle 10 yıllık bir süreyi geçtiğinde kalın barsak kanseri gelişim riski
Yanetkileri olan herkes doktoruyla konuşmalıdır. Ciddi Aktif Ülseratif Kolit Tedavisi. Ciddi aktif ülseratif kolit yaşayan kişinin hastaneye yatması gerekebilir, çünkü yetersiz beslenme, dehidratasyon ve kolon rüptürü gibi hayati tehlike içeren komplikasyon riski vardır.
Bupreperatlar genellikle önemli yan etkiye yol açmamaktadır. (Salozopyrin) Genellikle önemli bir yan etki olmaz. Bazı hastalarda döküntü, baş ağrıları, bulantı, mide ağrıları ve kansızlığa yol açabilir. Bu ilaç yaklaşık 40 yıldır kullanımda bulunmaktadır ve aylar, yıllar süren kullanımları güvenli bulunmuştur.
Fast Money. İltihabi bağırsak hastalığı ibh, sindirim kanalında görülen, sıklıkla uzun süreli devam eden kronik seyirli bir hastalıktır. Bu hastalığın seyri sırasında sindirim kanalının iç yüzeyini örten tabakada hastalığın şiddetine bağlı olarak bazı değişiklikler oluşur. Bu değişikliklerin nedeni iltihabi reaksiyondur inflamasyondur. Bu iltihabi reaksiyon sıklıkla bağırsak iç yüzeyinde meydana gelir ve bağırsak iç yüzeyini örten tabakada mukoza ülser, şişme, yaralanma, kanama ve tahriş ile seyreder. Ana hatları ile iltihabi bağırsak hastalığının Ülseratif Kolit ve Crohn Hastalığı olmak üzere iki farklı tipi bulunur. Buna ek olarak, iltihabi bağırsak hastalığının tam olarak Ülseratif Kolit veya Crohn Hastalığına benzemeyen, arada kalan, tam belirlenemeyen bir tipi daha vardır. Bu bölümde Ülseratif Kolit Hastalığından bahsedilecektir. Barsak yerine Türk Dil Kurumu kılavuzunda doğru kelimenin "Bağırsak" olarak kullanılması gerektiğini biliyor muydunuz? Ülseratif Kolit Nedir? Ülseratif kolit, kalın bağırsağın içini örten tabakanın mukoza - submukoza iltihabıdır. İltihabi değişikliğin olduğu bölgede bağırsağın iç yüzünü döşeyen örtü tabakası olan mukozada ülserler oluşur. Bu nedenle hastalığa, ülserlerle karakterli hastalık anlamına gelen ülseratif kolit denir. Kalın bağırsak barsak içinde en sık rektum ve sol kolon kalın bağırsağın son bölümü etkilenir. Ülseratif kolit hastalığında sindirim kanalının bağırsak kanalının diğer bölümleri örneğin mide, ince bağırsak etkilenmez. Ülseratif Kolit Ülseratif Kolit Nasıl Gelişir? İltihabi bağırsak hastalıklarının kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak son dönemde bağışıklık sistemi hastalığı immünolojik olduğuna dair teoriler ortaya atılmıştır. Hastalık bulaşıcı değildir. Kalıtsal genetik geçiş gösterebilir. Örneğin ailesinde ülseratif kolit olan bir çocukta bu hastalığın görülme ihtimali, sağlıklı ailelerin çocuklarına göre daha fazladır. Çevresel faktörler arasında ise sigara ve alkol tüketiminin oldukça etkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca aspirin, antibiyotik, doğum kontrol hapları hastalığın daha da şiddetlenmesine yol açabilir. Bu ilaçlar kullanılırken doktora danışılmalıdır. Bazı teorilerde ise bir virüs veya bakterinin mikrobik bağırsak duvarındaki bağışıklık sistemi ile ilgili immunolojik olayları başlattığı ileri sürülmektedir. Bu olaylar sonucu, bağırsağı örten tabakada iltihabi hasar oluştuğu gösterilmiştir. Bağışıklık sisteminde olan bu bozukluğun, bir etkenin sonunda mı yoksa doğrudan başlangıç olarak mı meydan geldiği henüz aydınlatılmamıştır. Hastalığın ruhsal stres veya mutsuz geçen bir çocukluk çağı sonucu geliştiği inancı kabul edilmemektedir. Herhangi bir gıda türü ile meydana gelmez. Ülseratif kolit bulaşıcı değildir. Ülseratif Kolit Hastalığından Kimler Etkilenir? Ülseratif kolit hastalığı her yaş grubunu tutabilmesine rağmen, sıklıkla 16-40 yaş arasında görülür. Ülkemizde hastalık yaygın değildir. Kuzey Avrupa ve kuzey Amerika ikliminde yaşayanlarda sık görülür. Kadınları ve erkekleri eşit etkiler. Ailesel yatkınlık kalıtsal olabilir. Ülseratif kolit, diğer bir iltihabi bağırsak hastalığı inflamatuar bağırsak hastalığı olan Crohn hastalığına çok benzer özellikler gösterir. Bazen bu iki hastalığın ayrımını yapmak zor olabilir. Ülkemizde her iki hastalık da az oranda gözlenir. Fakat batı toplumlarında, örneğin yaklaşık 2 milyon kişi ülseratif kolit ve crohn hastalıklarından etkilenmektedir. Ülseratif kolit Kalıtsal mıdır? Genetik midir? Gerek ülseratif kolit gerek Crohn hastalığı bazı ailelerde sık görülür. Hastaların %20 kadarında birinci derece akrabaları da hastalıktan etkilenir. Buna karşın günümüze kadar belirlenmiş genetik bir geçiş yoktur. Anne veya babasından birisinde inflamatuvar bağırsak hastalığı iltihabi bağırsak hastalığı - ibh olan çocuklardaki risk % 1-7 Anne ve babasının her ikisinde de inflamatuvar barsak hastalığı olan çocuklardaki risk % 36'ya kadar çıkabilir Bir kardeşinde inflamatuvar bağırsak hastalığı olan çocuklardaki risk % 2-6 Bir çocuğunda inflamatuvar barsak hastalığı olan anne veya babadaki risk % 1-5'tir. Ülseratif Kolit Sindirim Kanalının Hangi Bölgelerini Etkiler? Sindirim kanalında ağızdan makata kadar herhangi bir bölgeyi tutabilen Crohn hastalığının aksine ülseratif kolit hastalığı sadece kalın bağırsağı etkiler. Hastalığın tutulum yerine farklı isimler verilir. Bu nedenle iltihabi bağırsak hastalığı ile aynı anlama gelen ve hastalığın etkilediği bağırsak bölümünü ifade eden farklı isimler kullanılır. Ülseratif Kolit Hastalığının Kalın Bağırsak Tutulumu Kalın bağırsak tutulumuna kısaca kolit denir. Buna ek olarak kalın bağırsağın tümünün etkilenmesine pankolit, sadece inen kolonun etkilenmesine sol kolit ve kalın bağırsağın son bölümü olan rektumun etkilenmesine proktit denir. Hastanın şikayetleri hastalığın etkilediği bölgeye göre değişmektedir. Proktit Hastalık sadece kalınbağırsağın rektum kısmında görülür. Proktosigmoid Hastalık kalınbağırsağın rektum ve sigmoid kolon kısmında görülür. Sol kolit Hastalık kalınbağırsağın sol kolon kısmında görülür. Pankolit Hastalık kalınbağırsağın tamamında görülür. Ülseratif Kolit Belirti ve Bulguları Nelerdir? Kalın bağırsağın en önemli görevi bağırsak içindeki suyun kana geri emilimidir. Ülseratif kolit hastalığında suyun geri emilmesini sağlayan tabakada inflamasyon iltihap olması nedeni ile bu işlev gerçekleşemez. Böylece hastalığın en önemli bulgusu ishal gelişir. Bu mukozal örtü tabakasındaki inflamasyon iltihap, doku zedelenmesine dolayısıyla ülserlere ve kanamaya neden olur. İshal, bağırsak hareketlerinde artışa ve karın ağrısına yol açar. Böylece hastalarda kanlı dışkılama, makattan kan gelmesi rektal kanama, dışkılama sırasında ağrı, acil dışkılama ihtiyacı, devam eden ishal, karın ağrısı çoğu zaman kramplar tarzında, kilo kaybı ve ateş gibi belirtiler meydana gelir. Hastalığın aktif dönemlerinde hastalarda tüm vücutta kırgınlık, halsizlik, eklem ağrıları gibi belirtiler görülebilir. Buna ek olarak hastalık bazen sindirim kanalı dışındaki bölgeleri de tutabilir. Sindirim kanalı dışında etkilenen organa göre bulgular ortaya çıkar. Örneğin deride cilt döküntüleri, eklemlerde şişkinlik, gözde kanlanma ve ağızda yaralar gibi bulgular hastalığın seyri sırasında kanlı ishal şikayetine eşlik edebilir. Hastalık, zaman zaman alevlenmeler ve sakin dönemler gösterir. Ömür boyu devam eden bir hastalık olmakla birlikte tedavi ile normal aktif yaşam mümkündür. Ülseratif Kolit Hastalığı Hangi Organ ve Dokuları Tutar? Ülseratif kolit hastalığının seyri sırasında hastalığa bağlı olarak gelişen sadece sindirim kanalını ilgilendiren sorunlar gelişebildiği gibi sindirim kanalı dışındaki organları içeren sorunlar da gelişebilir. Ülseratif kolit hastalığı etkilediği bölgeye göre de sınıflandırılır. Sadece sindirim - bağırsak kanalını ilgilendiriyorsa lokal bölgesel; bağırsak kanalı dışında diğer organları veya tüm vücudu ilgilendiriyorsa sistemik ekstraintestinal tutulum denir. Ülseratif Kolitin Sindirim Kanalındaki Etkileri Bölgesel belirtiler Derin ülserlerden meydana gelen ciddi kanamalar, bağırsak delinmesi, bağırsağın genişlemesi ve bağırsak hareketlerinin durması toksik megakolon, toksik dilatasyon gerek ülseratif kolit gerekse Crohn hastalığında görülen en belirgin lokal komplikasyonlardır. Bu lokal komplikasyonlardan en ciddi olanı toksik megakolondur. Karında, ani olarak gelişen ileri derecede şişme, ateş, kabızlık ve genel durum bozukluğu bu komplikasyonun habercisidir. İnflamasyonun tüm kalın bağırsak duvarını tutması sonucu, kalın bağırsak incelir ve genişler. Her an delinebilir. Bu nedenle acil cerrahi girişim gerekebilir. Ülseratif Kolitin Bağırsak Dışındaki Etkileri Sistemik etkileri Ekstraintestinal Bulguları Bağırsaklarda gelişen inflamatuvar olaylar sonucu salgılanan maddeler uzak organları da etkiler. Ateş, kilo kaybı, güçsüzlük ve iştah azalması bunların başında gelir. Düşük oranda olsa da bazı hastalarda eklem, deri, göz ve karaciğer rahatsızlıkları gözlenir. Ülseratif Kolit Eklem Bulguları Sıklıkla distal uç eklemlerde inflamasyona eklem iltihabına neden olur. Parmaklardaki küçük eklemler, el, ayak, bilek ve dizler en fazla etkilenir. Bazı hastalarda omurganın alt bölümü ve leğen kemiği eklemleri sakroiliak eklem etkilenir. Omurgadaki eklem aralıklarını etkileyen ve daha şiddetli seyreden şekline ankilozan spondilit denir. Eklemlerdeki değişiklikler, romatoid artiritte olduğu gibi çok fazla değildir. Ankilozan spondilit dışındaki eklem bulguları, bağırsaktaki inflamasyon düzelince iyileşirler. Üleratif Kolit Deri Bulguları Deri altında şişlikler gelişebilir. Bunlar deride kırmızı renkte ve üzerine basmakla hassas nodüllerdir. Eritema nodosum denilen bu deri bulguları sıklıkla ayak bileklerinde veya diz altında yerleşir. Diğer bir deri bulgusu, piyoderma gangrenosumdur. Derin ülserlerle karakterli, cerahatli deri yaralarıdır. Bu da aynı bölgelerde yerleşir. Üçüncü deri bulgusu, ağızda yerleşen, aftöz stomatit denilen, ağrılı yüzeyel ülserlerdir. Sıklıkla alt dudak ve diş etleri arasında, dilin her iki yanında ve dil kökünde yerleşir. Her üç deri bulgusu, bağırsaktaki hastalık iyileşince düzelir. Ülseratif Kolit Göz Bulguları Hastaların bir kısmı, gözde görülen ağrılı bir inflamasyon iltihab olan üveitten şikayetçidir. Bağırsak barsak bulguları düzelince bu da düzelir. Ülseratif Kolit Karaciğer Bulguları Karaciğer ve safra yollarına iltihabi değişiklikler inflamasyon gelişebilir. Bunlardan karaciğerde gözlenen inflamasyon, bağırsak inflamasyonu ile birlikte düzelirken, safra yollarını etkileyen sklerozan kolanjit düzelmez. Nadiren safra yolları kanseri gelişebilir. Ülseratif Kolitin Crohn Hastalığından Farkı Nedir? Crohn hastalığı, sıklıkla ülseratif kolit ile karışır. Fakat bu iki hastalığı birbirinden ayıran iki önemli özellik vardır. Ülseratif kolit hastalığı sadece kalın bağırsakta kolon ve rektum görülürken Crohn hastalığı ağızdan makattan anüse kadar her bölgede oluşabilir. Ülseratif kolit hastalığında sadece kalın bağırsağın kolon ve rektum içini örten yüzeysel tabaka mukoza ve submukoza hasta iken, Crohn hastalığında sadece yüzeysel tabakası değil, bağırsağın tüm katları hastadır. Ülseratif kolit hastalığında ishal ve kanlı dışkılama en önde gelen bulgu iken Crohn hastalığında; Karın ağrısı, ateş, kilo kaybı ve halsizlik Çeşitli organlar bağırsak - idrar torbası, rahim, vajina ve / veya deri arasında fistül gelişimi İnce veya kalın bağırsak tıkanıklığı Karın içinde apse ve / veya iltihabi kitle flegmon oluşumu Kalın bağırsaktaki inflamasyonun asimetrik dağılım göstermesi aynı anda birden fazla bölgeyi tutabilir. Ör hem ince bağırsak hem de makat tutulumu olabilir Biyopsilerde granülomların iltihabi lezyonlar gözlenmesi Makat perianal etrafında apse - fistül gelişimi İnce bağırsak hastalığı veya ameliyatları nedeni ile besin maddelerinden yeterince faydalanılamaması malabsorpsiyon Yukarıdaki bulgular ülseratif kolit hastalığının seyri sırasında pek gözlenmez, bu da ayırıcı tanı için önemlidir. Bunlara ek olarak Crohn hastalığında böbrek taşları ürik asit veya kalsiyum oksalat, safra kesesi taşları ve amiloidoz vücut dokularında nişasta benzeri madde birikmesi olabilir. Fakat bütün bunlara karşın ülseratif kolit ve Crohn hastalığını her zaman birbirinden ayırmak mümkün olmayabilir. Ülseratif Kolit Tanısı Ülseratif kolit tanısı öncelikle karın ağrısı ve kanlı ishal şikayeti olan kişilerde düşünülmelidir. Hastanın şikayetleri, bulgu ve belirtileri dikkatli bir fizik muayene ile değerlendirilir. En önemli tanı yöntemi doktorun hastayı değerlendirmesi ve muayenesidir. Buna ek olarak kesin tanı için doktorunuzun bazı tetkikler yapması gerekir. Gaitada bazı bakteriler ve amip parazit için inceleme yapılmalıdır. Zira shigella gibi bazı bakteriler ve Entamoeba histolityca gibi bazı parazitler ülseratif kolite benzer tablo oluşturabilirler. Anemi, beyaz küre yüksekliği ve sedimantasyon yüksekliği görülebilir. Anemi hemoglobin düşüklüğü - kansızlık kanamadan dolayı olur. Beyaz küre ve sedimantasyon yüksekliği yangı iltihap - inflamasyon olayının şiddetini yansıtır. Hastadaki belirtiler ülseratif koliti düşündürüyorsa kalın bağırsağın içini örten tabakanın mukoza incelenmesi gerekir. Makattan anüsten yerleştirilen özel bir cihaz ile [fleksibıl tüp kolonoskopi, endoskopik inceleme] doktor, kalın bağırsağı ve rektumun içini örten tabakayı direkt olarak görebilir ve bu sırada, mikroskop altında incelemek üzere hastalığın olduğu bölgeden örnek biyopsi alabilir. Bu inceleme ile iltihabi barsak hastalığı ile benzer belirti ve bulguları olan diğer etkenler saptanabilir. Kolonoskopi İşlemi Normal Ülseratif Kolit Crohn Ayrıca kalın bağırsağın ilaçlı filmi çift kontrastlı kolon grafisi, baryumlu lavman çekilerek hastalığın tipi ve yayılımı hakkında fikir edinilebilir. Bunun haricinde büyük abdestte kan sayımı ve amip incelemesi yapılarak benzer belirtilere yol açan diğer hastalıkların ayırıcı tanısı yapılabilir. Ülseratif Kolit ve Kanser Riski Uzun yıllar ülseratif kolit hastalığı olanlar, kalın bağırsak kanseri yönünden risk altındadırlar. Aktif hastalığı, 8 yıl ve üzerinde olanlarda kanser gelişme riski yüksektir. On yılın üzerinde kanser gelişme riski, her yıl %1 oranında artmaktadır. Uzun süren ülseratif kolit hastalarında, kanserleşme belirtileri görüldüğü zaman veya kanser gelişme riski olan olgularda, ameliyat ile kalın bağırsağın çıkarılması gerekir. Bu nedenle uzun süreli ülseratif kolit hastalığı olanlarda yıllık kolonoskopi ile tarama ve biyopsi alınması işlemi yapılmalıdır. Spastik Kolit ile İltihabi Bağırsak Hastalığı Arasında İlişki Var mıdır? Spastik kolit hastalığı, aslında irritabıl bağırsak hastalığı hassas bağırsak sendromu yerine kullanılan yanlış bir deyimdir. Şikayetlerinin benzerliği nedeni ile irritabıl bağırsak hastalığı huzursuz bağırsak sendromu ile iltihabi bağırsak hastalığı ülseratif kolit arasında ilişki varmış gibi düşünülebilir. Bu yanlıştır. Her ne kadar irritabıl bağırsak hastalığında da ishal ve karın ağrıları gözlense de, bağırsakta ülserasyon, yara, kanama ve inflamasyon yoktur. Bu nedenle Ülseratif kolit ve Crohn hastalığının irritabıl bağırsak hastalığı ile benzer bir tarafı yoktur. Fakat hastalıkların ayırıcı tanısı için mutlaka bir doktora müracaat edilmesi gerekir. Ülseratif Kolit Tedavisi Ülseratif kolit hastalığı zaman zaman ani alevlenmeler, zaman zaman da sessiz dönemlerle seyretmektedir. Hastalık alevlendiği dönemde ciddi belirti ve bulgularla seyrederken, sessiz dönemlerde hasta normal yaşamını kolaylıkla sürdürebilmektedir. Hastalığın etkeni tam olarak bilinmediği için hastalığın ne zaman alevleneceği ve buna neyin neden olduğu da bilinmemektedir. Ülseratif kolit tedavisinin amacı; Hastanın yaşam kalitesini yükseltmek İltihabi hasarı kontrol altına almak Beslenme bozukluğunu düzeltmek Karın ağrısı, ishal ve kanama şikayetlerini azaltmak Kanser gelişimini engellemektir. Hastanın belirti ve bulgularına göre her hastayı ayrı değerlendirmek gerekir. Hastanın yaşına, cinsiyetine, hastalığın süresine, hastalığın şiddetine, hastanın yaşam kalitesine göre bir tedavi programı yapılmaya çalışılır. Bu nedenle diyet planlaması ülseratif kolit diyeti, ilaç tedavisi, ameliyat ülseratif kolit ameliyatı veya bunların kombinasyonu ülseratif kolit hastalığının tedavisinde kullanılır. Ülseratif Kolit hastalığının kesin tedavisi olmadığı için hafif vakalarda sadece bulgulara yönelik tedaviler verilmektedir. Bazı durumlarda ise hastalığın etkilediği kalın bağırsağın tümünün ameliyat ile çıkarılması kesin bir çözüm olabilmektedir. Şiddetli vakalarda ilaç tedavisine ek olarak bağırsakları istirahate almak gerekir. Bu tip vakalarda tedavi, hastanede yatarken planlanmalıdır. Hastalara lifsiz, kolay sindirilen elemental diyet veya damardan besin maddeleri verilir. Bu destek tedavisine verilen cevaba göre sonraki tedavi planı yapılır. Ülseratif Kolit Hastalığında Kullanılan İlaçlar İlaçlar ile hastalığın bulguları kontrol altına alınabilir veya azaltılabilir. Fakat ilaçlar, hastalığı tam olarak tedavi edemez. Tedavide, kalın bağırsak mukozasındaki inflamasyonu baskılayan ilaçlar kullanılır. Hastalığın şiddetine göre tek veya birçok ilaç bir arada tercih edilebilir. Bu ilaçların kullanımı uzun süre gerekebilir. Salisilik Asitli Anti-İnflamatuar İlaçlar, Sülfasalazine ya da Mesalamine gibi Genellikle hafif ya da orta dereceli vakalarda hastalar sulfasalazin ile tedavi edilir. Bu ilacın uzun süreli kullanımı da gerekebilir veya diğer ilaçlarla beraber kullanılabilir. Bulantı, kusma, kilo kaybı, ishal gibi yan etkileri görülebilir. Sulfasalazinin yan etkilerinin görüldüğü vakalarda, sulfasalazinin benzeri olan 5-aminosalisilik asit tercih edilebilir. Metranidazol veya Ciproflaxocine Siprofloksasin gibi antibiyotik ilaçlar Bazı durumlarda antibiyotiklerin eklenmesi, örneğin Metronidazol türevleri yararlı olabilir. Steroid Grubu Anti-İnflamatuar İlaçlar Hastalığın şiddetlendiği dönemlerde, steroid prednizolon tedavisinden yararlanılır. Bağışıklık sistemini baskıladığı için kısa sürede cevap alınabilmektedir. Yan etkileri nedeni ile çok dikkatli kullanılmalıdır. Hastalığın alevlenme dönemlerinde ilaçların dozu artırılır. Thiopurine Grubu İlaçlar Mercaptopurine, Azothiopurine gibi Diğer bir grup ilaç immun sisteme bağışıklık sistemi etkili ilaçlardır. İmmunosupresif veya immunmodülatörler de denilen ilaçlar, bağışıklık sistemini baskılayarak, hastalığı kontrol altına alır. Azotiyopirin, 6- mercaptopurine, siklosporin ve methotreksat bu grup ilaçlardır. Bağışıklık sistemini kuvvetli baskıladıkları için ciddi yan etkilere neden olabilirler. Bunlarla tedaviye başlarken dikkatli karar vermek gerekir. Biyolojik Ajanlar Anti-TNF Bir diğer grup ilaç ise biyolojik tedavi edici ilaçlardır. Biyolojik tedaviler vücuttaki iltihabı inflamasyonu engelleyen bloke eden proteinlerdir. Biyolojik tedavi olarak Anti-TNF ilaçları kullanılmaktadır. İnflamasyon nedeni ile hastalıklı dokulardan salınan tümör nekroz edici faktör TNF belirti ve bulgularının şiddetlenmesinden sorumludur. Anti- TNF ilaçları bu şiddetlenmeleri ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle son yıllarda anti- TNF ilaçları bulguları bastırmak amacı ile kullanılmaktadır. Bazı hastalarda sadece kalın bağırsağın son bölümü etkilenmiştir. Bu durumda olan hastalara ağızdan veya serum ile damardan tedavi vermek yerine lavman ile makat yolu ile tedavi yapılabilmektedir. Yukarıda anlatılan ilaçların lavman yolu ile verilerek etkili olan şekilleri vardır. Bazen doktorunuz hem ağızdan alınan ilaçları hem de lavman yolu ile tedaviyi tercih edebilir. İlaç Tedavisinin Yan Etkileri Nelerdir? Kullanılan tüm ilaçların belli oranlarda yan etkileri vardır. Sülfasalazin, ender olarak bulantı, baş ağrısı, kansızlık, deri döküntüleri ve ishale neden olur. Yan etkileri azaltmak için başlangıçta küçük dozlar verilmelidir. Doktor, yan etkilerin şiddetine göre doz ayarlaması veya ilaç değişikliği yapabilir. Tedavide sıkça kullanılan diğer bir ilaç steroidlerdir. Steroid kullanımı ile yüzde genişleme ay dede yüzü, sivilce gelişimi, iştah artması, kilo artışı gözlenebilir. Kemiklerden kalsiyum kaybına bağlı kemik dokuda zayıflamaya neden olur. Hastalarda şeker hastalığı gelişimi ve kan basıncında yükselme olabilir. Bu nedenle dikkatli takip edilmelidir. Uzun süreli steroid kullananlarda, düzenli göz kontrolleri yapılmalı, katarakt perde inmesi ve glokom göz tansiyonu gelişimi açısından hastalar takip edilmelidir. Steroidler hastanın infeksiyonlara mikrobik hastalıklar karşı duyarlılığını da arttırır. Yine uzun süreli kullanımlar, hastanın psikolojik dengesini de bozabilir. Tüm bu yan etkiler, steroidlerin kesilmesi ile geçer. Steroidlerin uzun süre kullanılması ile böbrek üstü bezleri adrenal bez baskılanır. Bu nedenle vücutta normalde salgılanan, hayati öneme sahip olan steroidler, gerekli durumlarda, ihtiyaç duyulan miktarlarda salgılanamayabilir. Bu nedenle steroidleri ilaç olarak kullanmaya başlarken ve ilacı keserken çok dikkatli olunmalıdır. Steroidler doktor kontrolünde, zaman içinde doz azaltılarak kesilmelidir. Bağışıklık sistemini baskılayan immunmodülatörlerin Azotiyopirin, 6- mercaptopurine, siklosporin ve methotreksat ciddi yan etkileri vardır. Bunlar arasında kan hücrelerinde baskılanma, pankreas pankreatit, karaciğer hepatit iltihabı, böbrek hasarı, sinir hücrelerinde iletim bozukluğu sayılabilir. Vücuttaki iltihabı engelleyen biyolojik ajanlar anti-TNF kullanılmaya başlanmadan önce ayırıcı tanı yapılması önemlidir. Ayırıcı tanı yapılmadan tedaviye başlanırsa, tedavide vücudun diğer enfeksiyonlara karşı savunması azalacağından, altta yatan başka bir enfeksiyon klinik olarak daha da kötüye gidebilecektir. Bu durum hayati tehlike taşıyan bir duruma dönüşebilir. Diğer yan etkileri mide bulantısı, mide ağrısı ve döküntüdür. İlaç Tedavi Sorunları İlaç tedavisine cevapsız hastalarda, yan etkiler nedeni ile ilaç kullanamayan hastalarda, ilaç bağımlılığı gelişenlerde şikayetleri baskılamak için devamlı ilaç kullananlar, çok sayıda ilacı her gün almak istemeyenlerde, ilaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda, hastalığa bağlı acil gelişen sorunlarda ve kanser şüphesi varlığında ameliyat ile cerrahi tedavi gereklidir. Ülseratif Kolit Hastalığında Cerrahi Tedavi Ülseratif Kolit Hastalığında Yapılan Ameliyatlar Ülseratif kolit hastalığı sadece kalın bağırsağı etkilediği için cerrahi tedavi, hastalığı tam olarak küratif amaçla iyileştirebilir. Unutulmamalıdır ki, ilaç tedavisinin kesin tedavi olanağı tam şifa yoktur. İlaç tedavisi sadece şikayetlerin baskılanmasını sağlar ve hastalığın sessiz döneme girmesini kolaylaştırır. Ülseratif kolit tanısı ile takip edilen hastaların % 30-45 kadarında, hayatlarının bir döneminde, aşırı kanama, şiddetli hastalık, kalın bağırsağın delinmesi, kanser gelişimi, ilaç tedavisine yanıtsızlık nedenleri ile kalın bağırsağın ameliyatla çıkarılması gerekir. Ülseratif Kolit Hastalığında Cerrahi Ne zaman Gereklidir? Yaşam Kalitesi Ülseratif kolit hastalığı, ömür boyu süren, zaman zaman alevlenme gösteren bir rahatsızlıktır. Bu nedenle hastalar, şikayetlerini baskılamak için çok sayıda ilaç almak zorundadır. Gerek hastalık belirtileri, gerekse her gün alınması gereken ve yan etkileri olan ilaç tedavisi, yaşam kalitesini bozmaktadır. Bu nedenle ülseratif kolit hastalığının sadece kalın bağırsağı tutan ve ameliyat ile tamamen ortadan kaldırılabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. İlaç Tedavi Sorunları İlaç tedavisine cevapsız hastalarda, yan etkiler nedeni ile ilaç kullanamayan hastalarda, ilaç bağımlılığı gelişenlerde şikayetleri baskılamak için devamlı ilaç kullananlar ve çok sayıda ilacı her gün almak istemeyenlerde de cerrahi tedavi gereklidir. Acil Durumlar Ülseratif kolit hastalarının %10-15 kadarı, acil olarak cerrahi tedaviye ihtiyaç duyarlar. Hastalığın çok şiddetli alevlenme ile başlayan toksik kolit, toksik megakolon ve yüksek doz ilaç tedavisine yanıt vermeyen durumunda, acil olarak cerrahi tedavi gerekir. Buna ek olarak ciddi kanama, bağırsak tıkanıklığı, bağırsak delinmesi veya karın iç zarı iltihabı peritonit gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlar geliştiği zaman da acil cerrahi tedavi gerekir. Kanser Şüphesi Uzun süren ülseratif kolit hastalarında, kanserleşme belirtileri görüldüğü zaman veya kanser gelişme riski olan olgularda, ameliyat ile kalın bağırsağın çıkarılması gerekir. Ülseratif Kolit Hastalığında Hangi Ameliyatlar Yapılabilir? En İyi Alternatif Hangisidir? Ülseratif kolit hastalığı sadece kalın bağırsağı etkilediği için ameliyat ile tüm kalın bağırsağın çıkarılması hastalığı tam olarak küratif amaçla iyileştirebilir. Fakat şu bilinmeli ki her ameliyat seçeneğinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır. Ameliyat öncesi, bunlar hastaya anlatılarak, uygun yöntem seçilmelidir. Şimdi kısaca yapılan ameliyatları gözden geçirelim; İleal Poş - Anal Anastomoz İpaa [İleal Rezervuar Anal Anastomoz -İleoanal Anastomoz] Bu ameliyat hastaların eskiden olduğu gibi normal yolla dışkılama alışkanlıklarına devam etmelerini sağlamaktadır. Bu nedenle ülseratif kolit tedavisinde en çok tercih edilen ameliyat seçeneği haline gelmiştir. Bu ameliyat sıklıkla iki aşamada yapılır. Birinci aşamada, hasta olan tüm kalın bağırsak kolon ve rektum, makat ve makatı kontrol eden kaslar korunarak çıkarılır. Makat anal kanal ve dışkı kontrolünü sağlayan sfinkter kasları yerinde bırakıldığı için bağırsak devamlılığını eskiden olduğu gibi sağlamak mümkün olabilmektedir. İnce bağırsaklardan küçük bir rezervuar poş oluşturularak makata bağlanır. Bu rezervuar poş, kalın bağırsağın son bölümü olan rektumun depolama görevini üstlenir. Böylece hastanın dışkılamasını eskiden olduğu gibi doğal yolla yapabilmesi sağlanır. Ameliyatın başarısını artırmak ve olası yan etkilerden korunmak için hastanın makat bölgesindeki dikiş yerleri iyileşene kadar geçici süre kullanılmak üzere bir ileostomi açılır. Bunun nedeni ince bağırsaklardan yapılan rezervuar poş ve bağırsak devamlılığının bir süreliğine dışkı ile temasının engellenmesidir. Böylelikle yara iyileşmesinin daha iyi olması sağlanır. Bazı doktorlar eğer hastanın durumu uygun ise buna gerek duymazlar ve ameliyatı tek aşamada yapabilirler. Ülseratif kolit hastalarında yara iyileşme sorunu sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun nedeni uzun süren hastalık ve ilaçlar nedeni ile vücudun güçsüz kalmasıdır. İşte bu nedenle yara iyileşmesini daha iyi kontrol edebilmek için geçici süre bağırsağın karın duvarına alınması ileostomi gerekebilir. Kolostomi İkinci aşamada 10 ila 12 hafta sonra bu koruyucu ileostomi kapatılır. Hasta dışkılamasını normal yoldan yapmaya başlar. Bu ameliyat ile ülseratif kolit hastalığının tekrarlama riski ortadan kaldırılmış olur. Birçok hasta operasyon sonrasında eski hayatlarına dönebilmektedirler. Protokolektomi - Kalıcı İleostomi Eskiden ülseratif kolit için standart ameliyat, tüm kalın bağırsağın, ve kalın bağırsağın son bölümünün rektum makat ile birlikte anüs tamamen çıkartılması idi. Bu ameliyat proktokolektomi olarak adlandırılır ve tek ya da birden fazla aşamada yapılabilir. Bu ameliyat hastalığı tümüyle iyileştirir ve kanserleşme riskini tamamen ortadan kaldırır. Ancak hastanın kalıcı olarak ince bağırsağını karın ön duvarına ağızlaştırmak gerekir ileostomi. Bu ameliyatı tercih eden hastaların karın ön duvarında torba taşıması gerekir. İleorektal Anastomoz Bazı hastalarda kalın bağırsağın son bölümü hastalıktan çok etkilenmemiş olabilir. Bu durumda ameliyatta hastalığın şiddetle etkilediği kalın bağırsak bölümleri çıkarılırken, kalın bağırsağın son bölümü rektum ve makat anüs korunabilir. Bu durumda ince bağırsak ile rektum arasında devamlılık sağlanır. Bu ameliyata, ileorektal anastomoz denir. Bu ameliyat şeklinde ileostomiye gerek olmaz. Ancak artmış dışkılama sayısı, geride kalan rektumda ülseratif kolit hastalığının aktivasyon ve kanser gelişimi olasılıkları gibi riskleri vardır. Ancak her tedavide olduğu gibi ameliyatlarında bazı yan etkiler komplikasyonlar oluşabilmektedirler. Ameliyat sonrasında görülen en sık yan etkilerden birisi ince bağırsaktan oluşturulan ve depolama görevi üstlenen rezervuarın poşun iltihaplanmasıdır. Kısaca poşit diye tanımlanan bu durum hastaların %30’unda görülmektedir. İshal, karın bölgesinde kramp şeklinde ağrı, dışkılama sıklığında artış, ateş ve dışkılama dürtüsü en belirgin semptomlarıdır. Sıklıkla ilaç antibiyotik tedavisi ile düzelir. Ameliyat sonrası diğer bir yan etki komplikasyon ise bağırsak tıkanıklığıdır. Sıklıkla karın içi yapışıklıklara bağlı olarak gelişir. Bağırsak tıkanıklığı bulantı, kusma ve karın bölgesinde ağrıya neden olur. Belli bir süre bağırsağın dinlendirilmesi ile sorun çözülebileceği gibi bazı hastalarda da tıkanıklığın tekrar bir ameliyat ile açılması gerekebilir. Bazı hastalarda dışkı kontrol sorunları gözlenebilir. Bu durum gaz tutamama veya iç çamaşırın lekelenme tarzında kirlenmesi şeklinde olabilir. Ülseratif kolit hastalarındaki yara iyileşme sorunları nedeni ile ince bağırsağın makata bağlanma yerindeki dikiş hattında anastomoz sorunlar olabilir. Dikişler tam iyileşmezse anastomoz hattında sızıntı olabilir. Bu durum karın zarı iltihabına peritonit neden olabilir. Tedavisi için tekrar ameliyat gerekebilir. Bunların dışında nadiren görülebilen başka yan etkilerde olabilir. Bunların ameliyat öncesi doktorunuz ile detaylı konuşulmasında yarar vardır. Unutulmamalıdır ki ilaç tedavisinin de ameliyat kadar ciddi yan etkileri olabilmektedir. Özellikle bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların hayati organlar üzerinde birçok olumsuz etkileri bulunmaktadır. Ameliyat tedavisi ile ülseratif kolit hastalığı tam şifa ile sonuçlanırken, ilaç tedavisi sadece belirti ve bulguları baskılar, hastalığı tam iyileştirmez. Ameliyat tercihi yapılmadan önce hastalara tüm bu bilgilerin verilmesi gerekir. Buna göre hasta ile beraber uygun tedavi yöntemi belirlenebilir. Çocuklarda Ve Ergenlik Çağında Ülseratif Kolit Hastalığı İnflamatuvar iltihabi bağırsak hastalığı, çocuklarda ve ergenlik döneminde büyümeyi engelleyebilir. Ergenliğe geçiş dönemi gecikebilir. Bu durum bağırsaktaki inflamasyonun tedavi edilmesi ile düzelir. Çocukluk ve ergenlik çağında, hastalığın sistemik ekstraintestinal bulguları bağırsak bulgularından daha ön planda olabilir. Bu nedenle çocukluk döneminde gelişme geriliği olan kişilerdeki yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük, iştahsızlık, ateş, kilo alamama şikayetleri akla iltihabi bağırsak hastalığını getirmelidir. İltihabi bağırsak hastalığı olan çocukların anne ve babaları, çocuklarının hasta olmasında kendilerini hatalı görürler. Anne-babaya ait hiçbir davranış ve psikososyal sorun çocuklarında bu hastalığın gelişimine neden olmaz. Anne-baba açısından en önemli nokta çocuğun gelişme geriliğinin, erken dönemde fark edilmesi, doktora başvurarak, buna bağlı önlemlerin alınmasıdır. Diğer önemli bir nokta, hastalık hakkında çocuğun bilgilendirilmesidir. Ona, hastalığın tüm seyri ve tüm komplikasyonları detayları ile anlatılmadan, hastalık hakkında bilgi aktarılabilir. Çocuğun hastalık hakkında soru sorması desteklenmeli ve aklındaki belirsizlikler giderilmelidir. Okul eğitimi ve çevresindeki sorunlar, çocuk ile konuşulmalı ve ortak karar alınmalıdır. Ülseratif Kolit Ve Gebelik Ülseratif koliti ÜK olan kadınlar hamile kalabilme fertilite bakımından genel popülasyonla aynı şansa sahiptirler. Ülseratif koliti ÜK aktif veya iyileşme durumunda olan kadınlarda hastalık hamile kalmayı etkilememektedir. Hastaların gebelik öncesinde iyileşme haline sokulması ve gebelik süresince de iyileşme halinin sürdürülmesi en uygun tedavi yaklaşımıdır. Bu nedenle hastaların gerek tedavi planını yapan gastroenteroloji gerekse kadın doğum doktorları ile yakın ilişkide olmaları gerekir. Gebelik öncesinde medikal tedavi ile iyileşme halinde olan hastalarda gebelik süresince bu durumun sürdürülmesi için gerekli olan en düşük dozda tedavi sürdürülmelidir. Gebelik sırasında yarı yarıya hastalık alevlenebilir, ya da iyileşebilir. Bazı hastalarda doğumu takiben birkaç hafta içinde alevlenme olabilir. Bağışıklık sistemini etkileyen Azothioprine tedavisi almakta olan hastalar gebe kalmaktan kaçınmalıdır. Bunun için doğum kontrol yöntemleri kullanılabilir. Bu ilaçların hastalık üzerine kötü etkisi yoktur. Sulfasalazine, mesalazine gibi ilaçlar gebelik sırasında, emniyetle kullanılabilir. Gebelik sırasında hastalığın alevlenmesi halinde lavman yolu ile veya ağızdan kortizon kullanmak gerekebilir. Kortizonun anne karnındaki bebeğe zararlı etkisi gösterilmemiştir. Bununla birlikte yüksek dozda kortizon hapları almakta olan hastaların bebeğini emzirmemesi önerilir. Hastaya hamile kalmadan önce hastalığının aktif olmayan dönemde olmasının gerektiği anlatılmalıdır. Ameliyat ile tedavi düşünülen hastalarda ameliyatın mümkünse gebe kalınmadan önce tercihen en az 1 yıl önce yapılmalıdır. Ülseratif Kolit ve Yaşam Ülseratif kolit hastalığı, ömür boyu süren, zaman zaman alevlenme gösteren bir rahatsızlıktır. Bu nedenle hastalar, şikayetlerini baskılamak için çok sayıda ilaç almak zorundadır. Gerek hastalık belirtileri, gerekse her gün alınması gereken ve yan etkileri olan ilaç tedavisi, yaşam kalitesini bozmaktadır. Bu nedenle ülseratif kolit hastalığının sadece kalın bağırsağı tutan ve ameliyat ile tamamen ortadan kaldırılabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. Tedavi ile bulguları kontrol altına alınan hastalar, eski yaşamlarına dönerler. Hastalar, uzun süren tedavi ve hastanede yatmalarına karşın genelde işlerine devam eder, evlenir, yaşam kurar ve aile hayatlarına başarı ile sürdürebilirler. Ender olarak bazı hastalar, uzun süren, devamlı tedavi ve doktor kontrolü gerektiren iltihabi bağırsak hastalığı nedeni ile ruhsal problemler gösterebilir. Bu ruhsal problemlerin hastalığın bir nedeni değil, sonucunda geliştiği unutulmamalıdır. Çocuk hastalarda bu ruhsal problemler ve huzursuzluk anksiyete daha belirgin olabilir. Bu nedenle psikolojik destek alınabilir. Ülseratif Kolit Hastalığında Hatırlanması Gerekenler Ülseratif kolit, kalın bağırsağın iç yüzeyini döşeyen tabakanın kolon mukozası hastalığıdır. Crohn hastalığı ile birlikte inflamatuar barsak hastalıkları grubunu oluşturular. Ülseratif kolit hastalığının belirti ve bulguları ilaç tedavisi ile çoğunlukla kontrol altına alınabilir. Fakat tam şifa ilaç tedavisi ile sağlanamaz. Bazı hastalarda kalın bağırsağın ameliyatla alınması gerekebilir. Kalın bağırsağın tümünün alınması ile hastalıkta tam şifa sağlanabilir. On seneden fazla süren ülseratif kolit hastalığında kanser gelişme riski vardır. Bu nedenle hastaların kolonoskopi ile takip edilmeleri gereklidir. Gerek ülseratif kolit gerek Crohn hastalığı bazı ailelerde sık görülür. Hastaların %20 kadarında birinci derece akrabaları da hastalıktan etkilenir. Buna karşın günümüze kadar belirlenmiş genetik bir geçiş yoktur. Ülseratif kolit hastalığı, ömür boyu süren, zaman zaman alevlenme gösteren bir rahatsızlıktır. Bu nedenle hastalar, şikayetlerini baskılamak için çok sayıda ilaç almak zorundadır. Gerek hastalık belirtileri, gerekse her gün alınması gereken ve yan etkileri olan ilaç tedavisi, yaşam kalitesini bozmaktadır. Bu nedenle ülseratif kolit hastalığının sadece kalın bağırsağı tutan ve ameliyat ile tamamen ortadan kaldırılabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. İnflamatuar barsak hastalıklarında, diğer hastalıklardan farklı olarak genelleştirilmiş bir diyet yoktur. Her hasta farklıdır ve kurallar her hasta için ayrı belirlenmelidir. Ülseratif koliti ÜK olan kadınlar hamile kalabilme fertilite bakımından genel popülasyonla aynı şansa sahiptirler. Tedavi ile bulguları kontrol altına alınan hastalar, eski yaşamlarına dönerler Hastalar, uzun süren tedavi ve hastanede yatmalarına karşın genelde işlerine devam eder, evlenir, yaşam kurar ve aile hayatlarını başarı ile sürdürebilirler.
Ülseratif Kolit Hastaları Ne Yemeli, Ülseratif kolit rahatsızlığı olan kişiler yedikleri besinlerin hangisinin rahatsızlığına iyi geldiğini veya iyi gelmediğini anlar ve bilir. Yediği besin sonunda rahatsızlık tekrarlar, belirtilerinde biri olan ishal olabilir. Bu nedenle hasta kendini kontrol altında tutabilir. Ne tür gıdalar tüketeceğine karar verebilir. Hasta enerjik ve sağlıklı olmaya çalışmalıdır. Bu tür rahatsızlıkta tüketilecek besinler çok önemlidir. Bu rahatsızlık genelde iştahsızlık, ishal, bulantı, kansızlık ve kilo kaybı yapar. Düzenli olarak küçük porsiyonlar şeklinde öğün aralığı kısaltılarak yemek yeme sistemi oluşturmalılar. Küçük porsiyon sindirim sistemindeki yükü hafifletir, daha iyi sindirilmesine yardımcı Kolit Hastaları Ne Yemeli?Ülseratif kolit hastası balık eti buğulama ve elektrikli ızgarada pişirilerek tüketmelidir. Yağsız olacağı için rahatsızlık işi gıdalar esmer un ile hazırlanmalı. Tam buğday unu, kepekli makarna, kepekli ekmek ve baklagilleri düdüklü tencerede buharda pişirilerek yenmesi sağlanmalı. Ülseratif kolit hastası beyaz peynir ve evde yapılmış yoğurt tüketmelidir. Meyveler mevsimine uygun olarak katı meyve sıkacağında sıkarak tüketmelidir. Havuç katı meyve sıkacağında sıkılarak kolit hastası çay ve bitki çayları tükete bilir ancak kahve tüketiminden kaçınmalı. Hazır gıdalar, acılı baharatlı gıdalar, abur cubur dediğimiz gıdalardan uzak durmalıdır. Son Güncelleme 075335 Ülseratif Kolit Hastaları Ne Yemeli ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 0 Yorum Yapılmış "Ülseratif Kolit Hastaları Ne Yemeli" Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin Gastroenterit Ve Kolit Gastroenterit ve Kolit, Gastroenterit virüs, bakteri yada pazaritlerin mide ve bağırsakta oluşturduğu iltihaba verilen addır. Kolit hastalığın adı gastroenterit ise hastalığın ortaya çıktığı bölgedeki virüsün adıdır. Genellikle çocuklarda görülen bu ... Nonspesifik Kolit Nonspesifik kolit, kolondaki herhangi bir enflamasyonu atfeden, dağınık bir durumdur. Birincil belirti kan veya mukus ile ishali içerir. Kolon normal çalıştığı zaman, kolonun sinirleri ve kasları uygun sindirim ve atılım için birlikte hareket edeb... Ülseratif Kolit Yasak Yiyecekler Ülseratif Kolit Yasak Yiyecekler, Ülseratif kolit rahatsızlığı yaşayan kişi sürekli tükettiği gıdaların bazılarını sindirim sisteminin kabul etmediğini görür. Tükettiği bu gıdalar hastada sorun yaşatmaya başlamasıyla; kansızlık, halsizlik, kilo kaybı... Ülseratif Kolit Tedavisi Ne Kadar Sürer Ülseratif Kolit Tedavisi Ne Kadar Sürer, Tedavisi oldukça sabır gerektiren, tam olarak ne gibi nedenlerden kaynaklandığı tam olarak bilinmese de genetik ve birtakım çevresel faktörlerden kaynaklandığı düşünülen ülseratif kolit, genellikle genç dönem... İbrahim Saraçoğlu Ülseratif Kolit İbrahim Saraçoğlu Ülseratif Kolit, bu makalemizde Ülseratif koliti tanıtmaya çalışıp, fitoterapi alanında uzman bir kişi olan ünlü İbrahim Saraçoğlu’nun ülseratif kolitle ilgili tavsiyelerine değineceğiz. Ülseratif kolit hastalığı; Ülseratif kol... Kronik Nonspesifik Kolit Kronik nonspesifik kolit, mide ağrısına ve rektumdan kanamaya yol açan sindirim bozuklukları grubunu belirtir. Kolit, kesin kolit tipi veya kesin olarak nedeni belirlenemediğinde spesifik olmayan olarak sınıflandırılır. Kronik nonspesifik kolit sempt... Ülseratif Kolit Bitkisel Tedavi Ahmet Maranki Ülseratif kolit bitkisel tedavi Ahmet Maranki, yöntemleriyle bu hastalığın tedavisi yapmak mümkündür. Tedavi için doğada yetişmiş olan bitkilerden yararlanılmaktadır. Bu bitkiler içerisinde bulundurduğu etkili maddeler sayesinde vücutta meydana geleb... Psödomembranöz Kolit Psödomembranöz kolit, Kolondaki bakteri dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkar. Tedavisi genellikle başarılıdır ama hızlı tanı ve teşhisle bile hayati tehlike oluşturabilir. Neredeyse herhangi bir antibiyotik bile psödomembranöz kolit oluştursa da, ba... Ülseratif Kolit Nasıl Geçer Ülseratif Kolit Nasıl Geçer, Ülseratif kolit günümüzde kalın bağırsak hastalığı olarak bilinmektedir. Kalın bağırsağın ince bağırsaktan sonra gelen bölümüdür. Ülseratif kolit sessiz ve aktif zaman da izlenen kronik sindirim sistemi rahatsızlığı olara... Kolit İlaçları Kolit ilaçları, Kolit,kolonun iç astarındaki iltihap anlamına gelir. Enfeksiyon, inflamatuvar bağırsak hastalığı Crohn hastalığı, ülseratif kolit, iskemik kolit, alerjik reaksiyonlar ve mikroskopik kolit gibi birçok kolit nedeni vardır. Kolit akut ... Ülseratif Kolit Ameliyatı Ülseratif kolit ameliyatı, kronik ülseratif kolitli hastalarda tıbbi tedaviye yanıt alınamayan durumlarda, ve tedaviye bağlı komplikasyonlar geliştiğinde ameliyat gerekebilmektedir. Ayrıca ülseratif kolitli hastalarda persistan anemi, beslenme yeters... Ülseratif Kolit Atakları Ülseratif Kolit Atakları, Ülseratif kolit inflamatuvar bağırsak rahatsızlıkları, nedeni tam olarak saptanmamış çevresel ve kalıtsal etkenlerin beraber rol aldığı genellikle genç yaşlarda beliren hastalık türüdür. Ülseratif kolit birçok kişide kendini... Gastroenterit Ve Kolit Nonspesifik Kolit Ülseratif Kolit Yasak Yiyecekler Ülseratif Kolit Tedavisi Ne Kadar Sürer İbrahim Saraçoğlu Ülseratif Kolit Kronik Nonspesifik Kolit Ülseratif Kolit Bitkisel Tedavi Ahmet Maranki Psödomembranöz Kolit Ülseratif Kolit Nasıl Geçer Kolit İlaçları Ülseratif Kolit Ameliyatı Ülseratif Kolit Atakları Ülseratif Kolit Diyeti Bebeklerde Kolit Kolit Çeşitleri Ülseratif Kolit Sigara Eozinofilik Kolit Nedir Kronik Kolit Enfeksiyöz Kolit Kolit Diyeti Ülseratif Kolit Kanama Ülseratif Kolit Hastaları Ne Yemeli Lenfositik Kolit Sinirsel Kolit Antibiyotiğe Bağlı Kolit Ülseratif Kolit İlaçları Spastik Kolit Ülseratif Kolit Beslenme Nonspesifik Kolit Diyet İskemik Kolit Popüler İçerik Ülseratif Kolit Diyeti Ülseratif Kolit Diyeti, Ülseratif Kolit bir tür kalın bağırsak rahatsızlığıdır. Vücudumuzda bulunan kalın bağırsağın iç yüzeyinde bulunan tabakanın ve... Bebeklerde Kolit Bebeklerde kolit, yeni bebek sahibi olan anne ve babaların en büyük sorunlarından bir tanesidir. Kolit ani spazm şeklindedir. Çoğu bebekte görülmesi o... Kolit Çeşitleri Kolit Çeşitleri, Kolit; karın bölgesiyle ilgili olarak oluşan ağrı, şişkinlik belirtisi, gaz oluşumu, karında gerginlik, huzursuzluk, bağırsak yolları... Ülseratif Kolit Sigara Ülseratif kolit sigara, sindirim sistemi rahatsızlıkları içerisinde yer alan ülseratif kolit hastalığının oluşmasında birçok etkenin olduğu belirtilme... Eozinofilik Kolit Nedir Eozinofilik kolit nedir, kalın bağırsakta yüksek sayıdaki beyaz kan hücresinin, eozinofilin bulunduğu nadir bir hastalıktır. Bu da yaralanmaya ve infl...
genel bakış Ülseratif kolit UC, kalın bağırsakları etkileyen bir tür enflamatuar bağırsak hastalığıdır. Kolonun astarı boyunca iltihap ve ülserlere neden olur. UC için bir tedavi yoktur, ancak doktorunuzla çalışmak ve bir tedavi planı başlatmak semptomlarınızın şiddetini azaltabilir. Bu, belirtilerinizin ortadan kalktığı remisyon dönemlerini de beraberinde getirebilir. Bu durum için geleneksel ilaç, anti-enflamatuar ilaçlar ve immünosüpresan ilaçları içerir. Bu ilaçlar enflamatuar yanıtları durdurmak için çalışır. İlaç belirtilerinizi ve yaşam kalitenizi iyileştirse bile, UC yaşam boyu süren bir durumdur. İshal, kanlı dışkı ve mide ağrısı atakları geri dönebilir. Tek başına ilaç vücudunuzu remisyonda tutmazsa, akupunktur gibi alternatif veya tamamlayıcı terapi programlarına bakmanın zamanı gelmiş olabilir. Akupunktur nedir? Akupunktur geleneksel Çin tıbbının bir bileşenidir. Bu terapi, çeşitli iğnelerin çeşitli derinliklerde vücudun farklı noktalarına batırılmasını veya sokulmasını içerir. Terapinin amacı, vücuttaki enerji akışını düzeltmektir. Bu dengesizliğin düzeltilmesi iyileşmeyi teşvik eder, rahatlamayı destekler ve ağrıyı hafifletir. Akupunktur çeşitli durumları tedavi etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları artrit, sırt ağrısı, depresyon ve fibromiyaljiyi içerir. Ayrıca doğum sancılarını ve adet kramplarını yatıştırmak için de kullanılır. Akupunktur ülseratif kolit için etkili bir tedavi olabilir, çünkü vücudun doğal ağrı kesicilerini aktive eder veya geliştirir. Bu, vücudunuzun iltihabı düzenlemesine yardımcı olur, hastalık aktivitesini azaltır ve UC ile ilişkili ağrıyı azaltır. Akupunkturun UC için etkinliğini destekleyen kanıtların olmadığını unutmayın. Mayo Clinic'e göre, akupunkturun UC tedavisi için faydalarını test etmek için sadece bir klinik çalışma yapılmıştır. Benzer şekilde, bir 2016 incelemesi 1995 ve 2015 yılları arasında UC için akupunkturun etkinliğini değerlendiren 63 çalışmaya baktı. Ancak bu çalışmalarda tedaviler arasında büyük farklılıklar vardı. Bu çalışmaların bazıları ilaç tedavisi ile birlikte akupunktur ve yakı bir tür ısı terapisi içeriyordu. Diğer çalışmalar sadece akupunktur ve yakı tedavisi kullanımını incelemiştir. Sadece akupunkturun bağırsak iltihabını iyileştirmede etkinliğini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Akupunktur tedavisinin size yardımcı olacağının garantisi yoktur. Ancak akupunktur genellikle güvenlidir ve diğer potansiyel sağlık yararları sunar. Çalışıp çalışmadığını bilmenin tek yolu denemektir. Ne bekleyebileceğinizi Akupunkturu denemeye karar verirseniz, doktorunuzdan veya gastroenterologunuzdan sertifikalı bir akupunktur uzmanı önermesini isteyin. Veya bölgenizdeki sertifikalı bir sağlayıcı bulmak için çevrimiçi bir arama aracı kullanın. İlk konsültasyon sırasında akupunktur uzmanınız durumunuzu ve semptomlarınızı soracaktır. Bu bilgilere dayanarak, haftada ihtiyacınız olacak tedavi sayısını tahmin edeceklerdir. Ayrıca ihtiyacınız olacak genel tedavi sayısını da anlayacaklardır. Bu sayı durumunuza ve ne kadar şiddetli olduğuna bağlı olarak değişir. Altı ila sekiz arasında tedavi almak olağandışı değildir. Randevunuz boyunca bir sınav masasında uzanacaksınız. Tamamen hareketsiz kalmanız önemlidir. Rahatladıktan sonra, akupunktur uzmanınız iğneleri farklı noktalarda ve belirli derinliklerde cildinize sokacaktır. İğne az veya hiç rahatsızlığa neden olmamalıdır. Akupunktur uzmanınız doğru derinliği elde etmek için bir iğneyi manipüle etmek zorunda kalırsa hafif bir ağrı hissedebilirsiniz. Akupunktur uzmanınız iğneleri ısıtırsa veya iğneler aracılığıyla hafif elektrik darbeleri gönderirse bir his hissedebilirsiniz. Alacağınız iğne sayısı 5 ila 20 arasında değişebilir. İğneler genellikle 10 ila 20 dakika yerinde kalır. Önerilen tedavi sayısını tamamladıktan sonra, iyileşme için UC semptomlarınızı izleyin. Akupunktur belirtilerinize yardımcı olursa, bakım tedavisi için randevuları planlayabilirsiniz. Belirtileriniz düzelmezse, akupunktur sizin için doğru tedavi olmayabilir. Akupunkturun olası yan etkileri Çoğunlukla, akupunktur güvenli bir prosedürdür, ancak herkes için doğru değildir. Olası yan etkiler arasında küçük kanama, morarma veya ağrı olabilir. Enfeksiyon riski de vardır, ancak eğitimli, sertifikalı bir akupunktur uzmanı kullanırken bu olası değildir. Bu profesyoneller tek kullanımlık, tek kullanımlık iğnelerin önemini biliyorlar. Akupunktur, iğne korkunuz yoksa düşünmeye değer. Cildinizi iğneleyen iğnelerden gelen hafif rahatsızlığı veya hisleri tolere edebiliyorsanız, bunu denemek de isteyebilirsiniz. Kanama bozukluğunuz varsa veya kan inceltici ilaç kullanıyorsanız, bu tedavi sizin için doğru olmayabilir. Bu faktörler kanama riskinizi artırabilir, bu yüzden önce doktorunuzla konuşun. Kalp pili kullanıyorsanız akupunkturdan da kaçınmalısınız. Akupunktur iğneleri ile gönderilen elektrik darbeleri kalp pilinize müdahale edebilir. Son olarak, hamileyseniz akupunkturdan kaçının. Bu terapi erken doğum ve doğumu teşvik edebilir. Paket servisi Akupunkturun UC için etkinliğini doğrulamak için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Buna rağmen, akupunktur genellikle güvenli bir alternatif tedavidir. Semptomları hafifletmek için doğal bir yaklaşım arıyorsanız denemeye değer. Akupunktur tedavilerine başlamadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir. Bu, bu tedavi için iyi bir aday olmanıza yardımcı olur. Ayrıca, uygun eğitime sahip bir uygulayıcı seçtiğinizden emin olun. Bu, komplikasyon riskini azaltabilir. Mümkünse, UC ile yaşayan insanlara tedavi deneyimi olan bir sağlayıcı kullanın.
Kortizon, vücutta iltihaplanmayı engelleyen ve böbrek üstü bezleri tarafından sentezlenen kortizol hormonunun sentetik Hastalıklarda Nelere Dikkat Edilmeli?Yan Etkileriİhmal EdilirseTümüKortizon Nedir?Kortizon, vücutta iltihaplanmayı engelleyen ve böbrek üstü bezleri tarafından sentezlenen kortizol hormonunun sentetik halidir. Kortizon eksikliği olarak adlandırılan durum aslında kortizol eksikliğidir ve tedavisi için kortizon ilacı kullanılır. Kortizon kullanımı ile vücudun verdiği doğal savunma tepkileri kontrol altına alınır. Bu sayede alerjik reaksiyonlar ya da şişme gibi tepkiler ciddi sağlık sorunlarına yol açmadan kendini gösterebilir. Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasının düzenli şekilde sürdürülmesi de kortizon faydaları arasında yer almaktadır. Kortizol eksikliği tedavisinde kullanılan bu ilaçlar, kortizol hormonunun etkilerini taklit etmektedir. Kortizol ve kortizon glukokortikoid isimli bir hormon sınıfına dahildirler ve steroid hormon olarak da bilinirler. Vücuttaki kortizol sentezi yeterli değilse, bu hormonun dışarıdan takviye olarak alınması gerekir. Bunun için uzman bir hekim tarafından muayene yapılması ve en uygun yöntem ile dozun belirlenmesi önemlidir. Hamilelikte Kortizon KullanımıGebelikte ilaç kullanımı ideal bir durum değildir. Fakat bazı hastalıkların tedavisi için ilaç kullanımı şarttır. Böyle bir durumda bebeğin ve gebenin sağlığı düşünülerek uygun bir tedavi planı oluşturulur. Hamilelikte kortizon tedavisi sadece zorunlu hallerde ve düşük dozda uygulanmalıdır. Gebeliğin ilk üç ayında kortizon kullanımına bağlı olarak bebekte gelişen yan etkilerin görülme ihtimali daha olarak kortizon tedavisi gören bir kişi, gebe kalmadan önce doktor tarafından bilgilendirilmektedir. Kısa etkili kortizonların kullanılması bebek için daha sağlıklı olacağından ilaç seçimi ona göre yapılmalıdır. Gebelikte ve emzirirken kortizon kullanımı aşağıdaki sorunların oluşması riskini artırırHamilelikte yüksek dozlu kortizon tedavisi gören gebelerde şeker, kemik erimesi, enfeksiyon ve yüksek tansiyon görülmesi riski dozda kortizon kullanmak veya hamileliğin ilk üç ayında kortizon kullanmak, bebeklerde yarık damak ya da yarık dudak hastalığının oluşması riskini uzun süre ve yüksek dozda kortizon kullanılması, doğumda böbrek üstü bezi yetmezliği yaşanmasına sebep Kortizon TedavisiBebek ve çocuklarda kortizon tedavisi mümkündür. Ancak bünyeleri çok daha zayıf olduğundan, ilaç dozu ve tedavi süresi uzmanlar tarafından özel olarak hesaplanmalıdır. Özellikle erken doğan bebeklerin akciğer gelişimi yetersiz kaldığında kortizon tedavisine başvurulmaktadır. Buna ek olarak egzama gibi çeşitli hastalıkların tedavisi için de kortizona başvurulabilir. Krem ve sprey gibi çeşitli ilaç formları bulunur. Uzman hekim çocuğun ihtiyacına göre en etkili yöntemi seçerek tedaviye başlar. Kortizon İlacı Çeşitleri Nelerdir?Kortizon ilaçlarının kullanım alanı oldukça geniştir. Günümüzde pek çok formda kortizon ilacı bulunmaktadır. Hastaya ve hastalığa en uygun ilaç formu seçilebilmektedir. Kortizon ilacı çeşitleri şunlardırKortizon İğnesi Kortizon ampulleri iğne yolu ile ilgili bölgeye uygulanır. Kortizon enjeksiyonu sağlık çalışanları tarafından yapılmalıdır. Eğitim almamış kişilerce yapılan enjeksiyonlar ciddi yan etkilerin oluşmasına sebep olabilmektedir. İltihaplı ve ağrılı durumlarda tercih edilir. Sıklıkla uygulanan kortizon iğnesi türleri ise şunlardırBel fıtığı kortizon iğnesi,Boyun fıtığı kortizon iğnesi,Alerji için kortizon iğnesi,Ses kısıklığına kortizon iğnesi,Tenisçi dirseği kortizon iğnesi dirsekte ağrıya yol açan bir kas sorunu.Kortizon Hapı Bu hapların reçete edildiğinden daha uzun süre veya daha yüksek dozda kullanılması halinde ciddi yan etkiler oluşur. Çoğu zaman kronik hastalığı olan kişilerde tercih edilir. Reçete edilmediği durumlarda Kremleri Bu kremler egzama, sakal kıran ve sedef gibi deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Kremler genellikle hafife alınırlar. Ancak bunların da birer ilaç olduğu unutulmamalı ve tavsiye edilen kullanım süresi Kortizon Sprey formundaki kortizonlar astım gibi solunum yolu hastalıklarında tercih edilir. Nefes almakta zorlanan hastaları kısa sürede rahatlatan bu ilaçlar, doktor gözetimi altında İlacı Hangi Durum ve Hastalıklarda Kullanılır?Kortizon içerikli ilaçlar pek çok alanda kullanılabilir. Son derece etkilidir ve birçok formu bulunur. Bu yüzden hastalar tarafından sıklıkla tercih edilir. Ancak reçete edilmediği sürece kullanılması kesinlikle önerilmez. Kortizon ilacı kullanılan durumlardan bazıları şunlardırRomatoid artrit iltihaplı romatizma,Kansızlık,Lupus kelebek hastalığı,Böbrek üstü bezi en sık uygulanan kortizon tedavisi türleri ise kısaca şu şekilde sıralanabilirSakal kıran kortizon tedavisi,Egzamada kortizon tedavisi,Ani işitme kaybı kortizon tedavisi,Kulak çınlamasında kortizon tedavisi,Yüz felci kortizon tedavisi,İnterstisyel akciğer hastalığı tedavisinde kortizon kullanımı akciğer yapısında bozukluklara yol açan hastalıklar grubu tedavisi,Epilepside kortizon tedavisi sara hastalığı tedavisi,Boyun fıtığı kortizon tedavisi,Ülseratif kolit kortizon tedavisi kalın bağırsak hastalığı tedavisi,Topuk dikeni kortizon tedavisi,Astımda kortizon tedavisi,MS hastalığında kortizon tedavisi bir çeşit sinir sistemi hastalığı tedavisi,Göze kortizon tedavi türü ve uygulama yöntemi, hastanın genel sağlık durumu ile ihtiyaçlarına bağlı olarak farklılık gösterir. En uygun tedavi planı, uzman hekim tarafından hazırlanacaktır. Kortizon İlacı Kullanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?Kortizon ilaçları kullanımı sırasında ve tedavi sonrası dönemde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bazı alışkanlıklar ilaçların etkilerini azaltabilir, artırabilir ya da yan etki oluşmasına sebep olabilir. Bu nedenle uzman tavsiyelerine uyulması gerekir. Kortizon hormonu tedavisi ve kortizon iğnesinden sonra dikkat edilmesi gerekenler şunlardırKortizon kullanırken sigara içilmesi, damar tıkanıklığı riskini artırır. Bu nedenle tavsiye ve alkol aynı anda kullanılmamalıdır. Bu durum yan etkilerin şiddetlenmesine yol sırasında spor yapılması, yan etki oluşması riskini düşürmektedir. Kısa yürüyüşler ve fitness gibi sporlar yeterli olarak kortizon kullanan kişilerin her yıl kemik yoğunluğu değerlendirme testi yaptırması uzmanlarca önerilmektedir. Kortizon Tedavisinde BeslenmeKortizon tedavisi süresince beslenme, oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle şu adımlara dikkat edilmesi oldukça önemlidirKortizon takviyesi alınırken, doğal kortizon içeren bitkilerin sık tüketilmemesi gerekir. Aksi halde vücutta ihtiyaç duyulandan daha fazla kortizon birikecek ve çeşitli sağlık sorunlarına yol ve tuz bir arada kullanılırsa, ödem ve kilo artışına neden olacaktır. Bu durum tansiyonu yükselteceği ve genel sağlık durumunu olumsuz etkileyeceği için, kortizon diyeti yaparken tuz kullanılmaması önemlidir. Kortizon kullanırken su tüketimine dikkat etmek ve yeterli su içmek, ödem etkisini azaltmak için etkilidir. Kortizon kullanırken diyet listesine kalsiyum eklemek, kemik erimesi görülme riskini azaltacaktır. Tedavi boyunca doymuş yağ tüketiminden kaçınılması, yalnızca tavsiye edilen miktarda sağlıklı yağ asitlerinin alınması gerekir. Karbonhidrat ve şeker tüketiminin sınırlandırılması, genel sağlık durumunun korunmasında etkilidir. Mümkün oldukça taze meyve ve sebzeler tercih listesine protein eklenmesi, kas kayıplarının görülme riskini önleyecektir. Kortizon Yan Etkileri Nelerdir?Kortizon zararları olarak da bilinen bazı yan etkiler komplikasyon bulunmaktadır. Bu komplikasyonlar her hastada görülmeyebilir. İlaç kullanım süresi, dozu ve kişilerin genel sağlık durumu yan etkilerin oluşmasında etkili faktörlerdendir. Herhangi bir yan etki görüldüğünde doktor ile görüşülmeli ve tedavi yeniden planlanmalıdır. Kortizon tedavisinde görülen yan etkilerden bazıları şunlardırBağ ağrısı,Kusma,Kilo artışı,Cilt döküntüsü,Ödem,Kas ve kemik güçsüzlüğü,Çocuklarda gelişme geriliği,Uykusuzluk,Bazı mide sorunları,Yüksek tansiyon,Görme bozuklukları,Aşırı terleme,Sık sık enfeksiyon oluşumu,Dudakların veya dilin şişmesi bu, kortizon alerjisi belirtisidir ve acil müdahale gerektirir. Kortizon Tedavisi İhmal Edilirse Ne Olur?Kortizon tedavisi iltihap kurutucu ve ağrı kesici özelliği ile ön plana çıksa da deri hastalıklarından akciğer hastalıklarına kadar geniş bir alanda kullanılır. Yan etkileri nedeni ile kullanmak istemeyen kişiler olabilmektedir. Ancak tedavinin ihmal edilmesi durumunda mevcut hastalık ilerleyerek daha ciddi sorunların oluşmasına yol açabilmektedir. Özellikle de astım hastalığı tedavisinde kullanılan kortizonun hayat kurtarıcı bir etkiye sahip olduğu unutulmamalıdır. Makaleyi faydalı buldun mu?30Kortizon ile İlgili Sıkça Sorulan SorularKortizon yan etkileri, genel olarak 1 ila 14 gün arasında kendiliğinden iyileşme gösterir. Ancak daha uzun süre devam eden ve seyrelme göstermeyen yan etkiler için vakit kaybetmeden bir uzmandan yardım alınması önemlidir. Kortizonun vücuttan tamamen temizlenmesi mümkün değildir. Çünkü tedavi sonlandırılsa dahi, böbrek üstü bezleri kortizon salınımını sürdürecektir. Ancak takviye olarak verilen ilaçlar, kortizon tedavisi bitince etkisini kaybeder. Bu nedenle tedaviden sonraki ilk 1 ila 30 gün içerisinde, takviye verilen kortizon vücuttan atılacaktır. Kortizon kullanımı, uzman hekimin gözetimi altında ve planladığı şekilde bırakılmalıdır. Bu süreç içerisinde doğal kortizon üretimi desteklenmezse, hayati tehdit yaratacak komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Tedavinin sonlandırılması için hekimler, uygun sıklık ve dozları belirleyecektir. Gerek görülmesi halinde ise böbrek üstü bezlerinin uyarılmasını sağlayacak ilaçlar reçete şişliğinin geçmesi için en önemli iki faktör, beslenmenin düzenlenmesi ve egzersiz yapılmasıdır. Aynı zamanda tuz tüketiminin sınırlandırılması da şişliğin geçmesinde büyük bir etmendir. Bu nedenle kişilere düzenli egzersiz yapmaları ve dengeli beslenmeleri kullanırken şeker ihtiyacının karşılanması için; avakado, kuru kayısı, muz, kivi, armut, incir, greyfurt, portakal, kuru erik ve mandalina tüketilmesi önerilir. Dikkat edilmesi gereken nokta ise bu meyvelerin mümkün oldukça doğal ve organik olmasıdır.
“İnflamatuar bağırsak hastalığı İBH” adıyla tanımlanan ülseratif kolit ve Crohn hastalığı, gizemli şekilde meydana geliyor. Bu hastalıkların bilinmeyen sebepler ve ortak şikâyetlerden dolayı birbirleri ile ilişkili olduğunu belirten uzmanlar, bağırsak hastalıklarından korunmak için dengeli beslenme ve gereksiz antibiyotik kullanımından uzak durulmasının altını çizdi. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şerafettin Özer, ülseratif kolit ve Crohn hastalığına dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Op. Dr. Şerafettin Özer, “Ülseratif kolit ÜK ve Crohn hastalığı CH adındaki iki gizemli hastalık öne çıkar ve inflamatuar bağırsak hastalığı İBH adıyla tanımlanır” diyerek, bu hastalıkların bilinmeyen bir sebep ve gelişim, ortak şikâyetler ve çakışan yapısal özellikler dolayısı ile birbirleri ile ilişkili olduğunu belirtti. ÜLSERATİF KOLİT, DAHA ÇOK GELİŞMİŞ ÜLKELERDE GÖRÜLÜYOR Ülseratif kolitin daha çok gelişmiş ülkelerde görüldüğünü belirten Özer, “Hastalığın aktivitesinde mevsimsel değişiklikler görülmektedir ve başlangıçları ile nüksleri Ağustos ve Ocak aylarında daha fazladır. Her ne kadar ülseratif kolitin nedeni bilinmese de endüstrileşmiş ülkelerdeki sıklığı ve düşük risk alanlarından yüksek risk alanlarına geçenlerdeki görülme artışı çevresel etkileri düşündürmektedir. Liften fakir diyet, kimyasal gıda katkıları, rafine şekerler ve inek sütünün yatkınlık oluşturduğu düşünülmektedir. Ancak bunların kesin rolü ortaya konmamıştır” dedi. AİLE HİKAYESİ, BÜYÜK ROL OYNUYOR Aile hikâyesinin bu hastalıklar için en önemli risk faktörleri olduğunu söyleyen Şerafettin Özer, “Hem ÜK hem de CH oral kontraseptif kullanan kadınlarda, kullanılmayanlardan daha sıktır” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü “Klinik Bulgular ÜK ve CH sıklıkla benzer bulgular verir. Her ikisi de ishal ve yapışkan salgı ile ortaya çıkabilir. Makattan kanama CH’da görülse de ÜK’te daha sıktır. Birdenbire başlayan ÜK de hastalar karın ağrısından şikâyet etseler de CH’daki kadar ağır değildir. Perional hastalıklar ÜK’da nadirken, CH’nın tek bulgusu olabilir. CH’dafissür, fistül, apse gibi hastalıklar daha sık oluşur. ÜLSERATİF KOLİT, KOLOKTERAL KANSERE YOL AÇIYOR Bağırsakların inflamatuvar bağırsak hastalığı İBH tanısı için kalan ve rektumun bağırsak endoskopik muayenesi esastır. ÜK’in en önemli sonuçlarından bir tanesi kolorektal kanser gelişmesidir. En önemli risk faktörleri; uzun süreli hastalık ve inflamasyon ciddiyeti olmaktadır. Kanser riski hastalığın süresiyle artmaktadır. 25 yılda %25’e, 40 yılda %65’e ulaşmaktadır. Ülseratif kolitin medikal tedavisi çok gelişim göstermiştir. Aminosalisilatlar, kortikosteroidler, immünomodülatörler, biyolojikler gibi tedavi grupları akut kolit ataklarının bakım etkinliğini ve kronik idamesini belirgin olarak ilerletmişlerdir. Tedaviye direnç, kolonda displazi-karsinom, masif kolonik kanama, toksik megakolon durumlarında cerrahi tedavi endikasyonu ortaya çıkar. CROHM KOLİTİ BELİRTİLERİ KARIN AĞRISI, İSHAL VE KİLO KAYBI “Crohn kolitinde CH en çok kabul görülen üç teori; enjeksiyöz ajanlara yanıt, antijenlere maruziyeti artıran defektif mukoza ve yenilen besinleri anormal konak cevabıdır” diyen Op. Dr. Şerafettin Özer, “Burada en çok dikkat edilmesi gereken doğal olmayan yapısı bozulmuş endüstiriyel besin olarak sunulmuş maddelerdir. Sigaranın da CH için bir risk faktörü olduğu görülmektedir, oral kontraseptif kullanımı riski artırmaktadır. Karakteristik belirti üçlüsü; karın ağrısı, ishal ve kilo kaybıdır. Sıklıkla viral gastroenterit veya irritabl belirtiler; iştahsızlık, ateş ve tekrarlayan aftöz ülserlerdir. Anüste fistül, fissür, ödemli çilt kalıntıları varlığı CH tanısını da düşündürmektedir. Tanısında klinik, kolonoskopi ve radyografi gibi tanısal incelemelerin kombine yapılması önemlidir” şeklinde konuştu. BAĞIRSAK HASTALIKLARINDAN KORUNMAK İÇİN BU ÖNERİLERE DİKKAT! Op. Dr. Şerafettin Özer, “Crohn kolitinin tedavisinde medikal tedavi daha ön plandadır. Tedavi hastalığın şiddetine göre, akut hastalığın tedavisi ve idame tedavisi olarak düzenlenmektedir. Tedaviye direnç, bağırsak tıkanıklığı, karın içi apse, fistüller, fulminan kolit, toksik megakolon, masif kanama, kanser, büyüme geriliği gibi durumlarda cerrahi tedavi endikasyonu doğmaktadır” diyerek, Bağırsak hastalıklarından korunma için dikkat edilecek tedbirleri şu şekilde sıraladı 1.”Doğal, dengeli gıda alımı antibiyotik kullanmama katkılı, yapısı bozulmuş gıda diye sunulan yiyeceklerden uzak durulması çekinilmemesi erkenden hekime, sağlık kuruluşuna başvurma ile erken tanı ve takibin ihmal edilmeden yapılmasına özen gösterilmesi.”
ülseratif kolit iğne tedavisi yan etkileri