Şeyh Zekeriya el-Ensârî “Esne’l Metâlib Şerh-u Ravdati’t Tâlib” adlı kitabında buyurdu ki: “Kadının sesi haram değildir. Ancak bir kadının, sesini kişiyi zinaya çekmek için ya da herhangi bir harama çekmek için inceltip konuşması haramdır. Erkeğin de kadının sesini fitne için zevk alarak dinlemesi haramdır.”
“Resulullahın (a.s.m.) mübarek eli hiçbir yabancı kadının eline kesinlikle değmedi.”2 Hadislerdeki ölçü bu şekilde belirtilmektedir. Bundan dolayı gerek iş hayatında, gerekse ailevî münasebetlerde ve bazı merasimlerde, erkeğin kendisine yabancı bir kadınla veya bir kadının yabancı bir erkekle tokalaşması hususunda
istemeleri hükmünü getirmiştir. (Ahzab (33-53) Demek ki kadının sesi avret, yani haram değildir. Sahabe döneminde kadınların sık sık mescide geldikleri ve erkeklere soru sordukları çok rastlanan bir olaydır. Ne var ki, böyle diyen bilginlerin bazıları da, kadının sesi nameli, yani güfteli olursa, ya da fitneye sebep
Kadınların erkeklere bakması da göz zinasına girer mi? Bir erkeğin yabancı bir kadına ikinci kez bakamsnın haram olduğunu biliyoruz; bu bir bayan için de öyle midir? orhan.yy 23 Ocak
Zaruret hali olmadıkça kadının namahremi olan erkeklerle konuşması caiz değildir ve haramdır. Yorum: Bir erkekle kadının konuşması haram mıdır? Bunlar ciddi bir ilişki düşünüyorlar. Omer Faruk. Evlilik amacıyla "halvet" olmamak kaydıyla konuşabilirsiniz. Ancak yaşınız küçük ise velinizin izni olmadan bu tür
Fast Money. Bu türden asılsız rivayetlere göre kadının cennete girme vizesi bile kocasının elindedir. Kadının cennete girebilmesi için kocasının ondan razı olması Kuran kadına dişiliği üzerinden değil kişiliği üzerinden, cinsiyeti üzerinden değil şahsiyeti üzerinden bakar. Bu sebeple kadın cinsel bir obje olarak değil, erkek ile aynı hak ve sorumluluklara sahip bir birey olarak görülür. Allah’ın katında ve kitabı Kuran’da cinsiyet üstünlüğü yoktur. Hiç kimse kendi seçimi olmayan cinsiyetini, övünme ya da yerinme unsuru olarak olsun kız olsun doğan her çocuk Allah’ın rahmetidir “Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’a aittir, O dilediğini yaratır dilediğine kız çocukları bağışlar ve dilediğine de erkek çocukları bağışlar.” Şura Suresi 49ÜSTÜNLÜK CİNSİYETTE DEĞİLDİRÜstünlük cinsiyet üzerinden değil duyarlı ve sorumluluk bilincine sahip bir birey olarak erdemli bir şahsiyet ortaya koymak üzerindendir. “Ey insanlar! Biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız sorumluluk bilinci ile hareket edip duyarlı olmada en ileride olanınızdır.” Hucurat Suresi 13Allah herkese yaptıkları iyiliklerin karşılığını en güzel şekilde verecektir “Erkek olsun, kadın olsun, her kim inanmış olarak iyi fiiller gerçekleştirirse onu mutlaka güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle mutlaka veririz.” Nahl Suresi 97.Erkek olsun kadın olsun bütün inananlar sadece hayatı değil en başta Allah’a sonrada Allah’ın tüm yarattıklarına karşı görev ve sorumlulukları da taraftan yine ayetlerin ifadesi ile inanan erkek ve kadınlar birbirlerine haram değil birbirlerine arkadaş ve dostturlar “İnanan erkeklerle inanan kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.” Tövbe Suresi 71İBADET YERLERI KİMİN İÇİNDİR?Maalesef geleneksel din anlayışının erkek egemen söylem ve eylemleri sebebiyle Allah’ın erkek ve kadın ayrımı yapmadan insanlara tanımış olduğu en temel haklar kadınların ellerinden alınmış ve yavaş yavaş kadının aile ve toplum içindeki fonksiyonu geri plana durumun en fazla hissedildiği yerlerin başında da camiler ve ibadet yerleri gelmektedir. Toplumun yarısını oluşturmasına, çocuğunun ilk öğretmeni olmak gibi yüce bir sorumluluğa sahip olmanın yanında toplumun ekonomik ve sosyal dengesi içinde aktif ve önemli bir rol sahibi olmasına rağmen bazı çarpık zihniyetli kişi ve çevrelerin bakış açısında kadının camide yeri yoktur. Varsa da kadın, kuytu köşe bir yerde, bazen bir bodrum katında, bazen bir depo içinde betonun üzerine konulmuş hasırların üstünde taşıma araçlarında, markette, çarşı ve pazarda ya da topluluk halinde bulunulan herhangi bir yerde kadınlarla bir aradayken sıra camide bir arada olmaya geldiğinde bir kısım erkekler, hiçbir dini dayanağı olmadığı gibi kendileri ile de çelişik, tutarsız ve nezaketsiz bir tavır sergilemektedirler. Oysa cami ve ibadet yerlerinde erkeklerin ne kadar hakkı varsa kadınların da o kadar hakkı vardır. Kadınlar ile ilgili yapılacak düzenlemeler kadınlara bir lütuf değil aksine ellerinden alınmış en doğal haklarının onlara iade DA HAK SAHİBİDİRÖte taraftan tertemiz ruhları ve zihinleri ile çocuklarımız da aynı şekilde ibadet yerlerinde hak sahibidirler. Hiçbir çocuk, ebeveyninin sahip olduğu bir eşya değildir. Her çocuğun bir kimliği, bir şahsiyeti vardır. Yetişkinlerin sahip oldukları en doğal haklara çocukların da imkân ölçüsünde sahip olmaları ibadet yerinde kadının ve çocuğun olması orada ailenin ve sevgi bağının olması demektir. İbadet yerleri kimsenin tekelinde ya da kontrolünde olamaz. Kimse insanların en doğal hakkı olan ibadet hakkını YERİDİRİbadet yerleri aynı zamanda sosyalleşme ve kardeşlik duygularını pekiştirme yerleridir. Bu yüzden bir taraftan çocukların oyun oynadığı, erdemli ve duyarlı bir insan olmak üzere eğitimler aldığı, diğer taraftan kadın olsun erkek olsun yetişkinlerin hem ilmi hem de kültürel paylaşımlarda bulunduğu bir merkez yerinde duvarın, kubbenin, halının ya da minberin değil bir arada ortak bir inanç ve duygu ile yapılan ibadet ve paylaşımların bir önemi KADINA DA FARZCUMA namazı erkeğe olduğu kadar kadınlara da farzdır. Kuran’da cuma namazı için yapılan çağrının muhatabı sadece erkekler değil bütün inananlardır “Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah’ı anmaya koşun. Alışverişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” Cuma Suresi 9Dolayısıyla cuma namazına gelmek isteyen kadınlara bizzat Allah bu hakkı vermiştir. İnanan erkeklere düşen ise bu konuda duyarlı olmak ve camiye gelen kadın ve çocukların rahat ve huzurlu bir ortamda ibadet etmelerini ibadetin ve kardeş olmanın mantığını kavrayamamış ve zihin dünyasında kadını sadece cinsel bir obje olarak kodlamış bazı kişiler, camiye gelen bir kadına “Senin burada ne işin var” dercesine rahatsız edici şekilde bakmakta, kimi zaman da kırıcı ve incitici şekilde KONULARDAKİ DÜZENLEMELERDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamız başta olmak üzere Diyanet personeli içinde her pozisyondan bu konularda son derece duyarlı ve bu düzenlemeleri hayata geçirme çabasında olan kişilerin varlığı mutluluk ve ümit verici. Gerek Diyanet’in içinde, gerek çeşitli cemaat ve benzeri yapılanmaların içinde bu duyarlılığa karşı direnç göstermeye çalışanların durumları ise hem büyük bir hayal kırıklığı hem de son derece içler acısı. Özellikle son dönemlerde kadınların ve çocukların ibadet yerleri ile buluşmalarına yönelik hayata geçirilmeye çalışılan projelere karşı akıl almaz ve insani değerlerden yoksun tepkilere karşı kararlı ve en güzel mücadelenin verilmesi son derece önemlidir. Ümidimiz ve duamız Rabbimizin sözleridir “Allah, inananları şu üzerinde bulunduğunuz halde bırakmayacaktır. Sonuçta pisi temizden ayıracaktır...” Ali İmran Suresi 179KURAN VE DUA“Başarım ancak Allah’ın desteğiyledir. Yalnız O’na güvendim ben, yalnız O’na yöneliyorum.”Hud Suresi 88
İslam tarihi boyunca bu medeniyet ve coğrafyanın içerisinde, İslam medeniyetinin gelişimi ve topraklarının korunmasında gözle görülür katkıları bulunan, ortaya koydukları başarılarla tarihçilerin dikkatlerini üzerlerine çeken ve yazılan ciltler dolusu tarih kitaplarında yer edinmiş birçok Müslüman kadın vardır. Sahih İslami tasavvurda her türlü meşru vesileyi kullanarak İslam’a davet ve toplumsal ıslah hususlarında kadının görevlerine ilişkin bir takım dini dayanaklar aramaya ihtiyaç yoktur. Çünkü -birazdan zikredeceğimiz ayet-i kerimelerde de görüleceği gibi- insanlara sorumluluk yükleyen ayetler iki cinse de hitap etmektedir “Sizden hayra çağıran, iyiliği teşvik eden, çirkinliklerin yayılmasına engel olan bir topluluk bulunsun. İşte gerçek kurtuluşa erenler onlardır.” Al-i imran 103 Ve diğer ayet “Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostudur. İyiliği teşvik eder, kötülüğün yayılmasına engel olurlar. Namazlarını kılar, zekatlarını verir, ALLAH’a ve Resulü’ne itaat ederler. İşte onlar ALLAH’ın öteki dünyada rahmet edeceği kişilerdir.” Tevbe, 70 İslam tarihi boyunca bu medeniyet ve coğrafyanın içerisinde, İslam medeniyetinin gelişimi ve topraklarının korunmasında gözle görülür katkıları bulunan, ortaya koydukları başarılarla tarihçilerin dikkatlerini üzerlerine çeken ve yazılan ciltler dolusu tarih kitaplarında yer edinmiş birçok Müslüman kadın vardır. Çağdaş İslam davetçilerine gelince, başından itibaren toplumun en az yarısını teşkil eden ve diğer yarısını da terbiye edip büyüten bu dinamik yapının canlılığına dikkat çekmişlerdir. Onları ihmal ederek toplumsal gelişimin sağlanamayacağı, uyanışın gerçekleştirilemeyeceği açıktır. Bununla birlikte çağımızda İhvan-ı Müslimin, Cemaat-i İslami Pakistan ve benzeri büyük İslami hareketler kadınlara büyük önem vermiş, teşkilatlarında kadın kolları oluşturmaya başlamıştır. Kadınların davet ve ıslah alanındaki etkin faaliyetleri de bundan sonraki döneme tekabül etmiştir. Buna paralel olarak kadın, olumluluklardan olduğu kadar olumsuzluklardan da üzerine düşen payı almış, bir çok musibete göğüs germiş, tutsakların ve ailelerinin bakımlarını üslenip onlarla yakından ilgilenmeleri sayesinde Filistinli mücahitlerin daha tahammülkâr ve sebatkâr olmalarında yadsınamaz katkıları olmuştur. Örneğin, Filistinli kadınların, genç kızların ve hatta ihtiyar annelerin direnişin hemen hemen bütün alanlarında ortaya koydukları destansı kahramanlıkların yanında kadının İslam dinindeki yerini ve Müslüman kadının onurunu gözler önüne seren örneklikleri, aynı zamanda bu konudaki önyargılı yaklaşımlara birer cevaptır. İhvan-ı Müslimin, insanların ALLAH’ın dinine davet hususunda içerisinde bulunduğu kavram karmaşası, özellikle de aşırılık yanlılarının İslam adına kadını toplumdan uzaklaştıran ve ıslahçı misyonunu en alt düzeye indirgemeye gayret edenlerle ilerlemecilik adına kadının önündeki fitne yolunu süslü göstermeye çalışan, uyanışa katkıda bulunmak adı altında dinin bağlarından kurtulmayı hedefleyen çizgi arasında yeni bir tavır geliştirmeyi başarmıştır. Davet hareketinin Müslüman bayanların genelde tüm toplumsal faaliyetlere özelde ise siyasal aktivitelere girmesinin önündeki engelleri kaldırması, İslami ölçülülüğün ve hoşgörünün o güzel yüzünü göstermesi gerekiyordu. İhvan-ı Müslimin, siyasi çoğulculuk ve yönetime katılım belgesine ek olarak kadının siyasi faaliyete katılımı ve yönetimde siyasi sorumluluklar almasına ilişkin bir belge yayınladı Buna göre kadın, toplumun parlamentodaki temsilcisi olarak bakan da olabilirdi milletvekili de. Nitekim bu söylenenler teori düzeyinde kalmadı, cemaat bir çok kadını parlamentoda temsil edilmek üzere milletvekili olarak aday gösterdi. İslami hareketin kadın adaylarına yönelik manipülasyon amaçlı baskılar ve zulüm olmasaydı onlarca kadın adayın kendilerine konan kotalarla değil de bizzat bileklerinin hakkıyla nasıl sandalye kazandıkları görülecekti. Ancak bu uygulamalar, rejimin istediğini elde etmesine yetmedi. Kadın adayların fedakârane bir şekilde yürüttüğü kampanyalarda vatandaşlar İslami hareketin adaylarına oy verdiler ve emniyet güçlerinin bütün dayatma ve baskılarına karşın kadınlar protesto gösterilerinin ön saflarında yoğun katılımlarını sürdürdüler. Tüm bunlar İslami çalışma alanında iki cins arasındaki ilişkilerin gerektirdiği sınırlar korunduğu sürece istenen hususlar olarak kalacaktır. Kadınla erkek arasındaki bu tür bir ilişki, hadlere ve ahlaki prensiplere riayet edildiği sürece, iyiliğin teşvik edilmesi kötülüğün yayılmasının önüne geçilmesi bağlamında değerlendirilecektir. İslam’a sonradan girme “ihtilat” kavramı Bu sadette İslam fıkhına yabancı olan belirsiz bir kavram olarak ihtilat kavramı gündeme gelmektedir. Sanki Müslüman kadınlarla erkeklerin aynı atmosferi paylaşması harammış ya da aynı çatı altında bulunmaları mahzurluymuş gibi iffetli yaşamın sağlanabilmesi gerekçesiyle kadınlarla erkeklerin dünyasını bütünüyle birbirinden ayırmaya çalışmaktadırlar. Bu bir vehimden başka bir şey değildir. Bu uygulama gerçekçi olmadığı gibi şer’i olarak da istenen ya da yararlı olan bir şey değildir. Müslüman kadınlar asr-ı saadet döneminde erkeklerle aynı atmosferde hareket eder, mescid, çarşı ve sokaklarda aynı havayı solurlar, cihada birlikte katılırlardı. Yani bir anlamda bazılarının kullandığı bir kavram olarak “ihtilat” kadınla erkeğin kamusal alanda aynı mekânda bulunması vardı. Fakat tabii ki İslami değerlere uygun ve çeşitli ilkelerle sınırlı olarak. İslam’da kadınların erkeklerle protesto gösterisi, tiyatro, mescid ya da toplantı salonu gibi yerlerde bulunmalarını engelleyecek herhangi bir yasak yoktur. Fakat takva ikliminin oluşturulması ve iffetin en üst düzeyde sağlanması şartıyla. Böylelikle bütün ilkeler hayata geçirilmiş ve iki cins arasında örf olarak günümüze kadar gelen iyi şeyler korunmuş olur. Bu örf/maruf olan şeyleri zikretmek gerekirse 1. Birbirine namahrem olanların bedenlerinin birbirlerine değmemesinin sağlanması. Şehvetle bakmanın önü geçilmesinin sağlanması da bu kapsama girer. 2. Karşı cinsten kişilerin kimsenin bulunmadığı yerde baş başa kalmamalarıhalvet halinin olmaması. Bakışlardan uzakta, hoş olmayan/münker hususların meydana gelebileceği ihtimalinin göz önünde bulundurulması ve bu hususta nebevi ilkenin hatırlanması ” Yalnız başlarına kalarak bir araya gelen bir kadın ve erkek yoktur ki üçüncüleri şeytan olmasın.” Ortak faaliyetin gerçekleştirilmesi bu baş başa kalma halvet halinin kaçınılmaz olarak meydana geleceği anlamına gelmez. 3. Ortak toplumsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi; aşırı makyaj, aşırı koku sürme, aşırı şakalaşma gibi fitne hususlarından uzakta gerçekleştirilmelidir. Müminler arasında hakim olması gereken hava ciddiyetse şayet, bu havanın en çok da mümin kadınlarla mümin erkekler arasında hakim olması gerekir, özellikle de genç kesimlerde. 4. Bu tür faaliyetlerin gerçekleştiği toplumsal yapılanmalarda aslolan kadın ve erkek kollarının birbirlerinden -örgütsel önderliğin izin verdiği istisnai durumlar dışında- ayrı olmasıdır. 5. Tüm bu saydıklarımızın bir sonucu olarak ortak örgütsel faaliyetlerin daha çok aklı başında, olgun ve dengeli düşünebilme özelliklerini gösterebilen insanların yoğunlukta olduğu şura meclisi, icra komitesi ve genel kongrelerle sınırlamak. 6. İslami faaliyetlerimizin şüphe ve tereddütlerden uzak bir şekilde gerçekleşmesi. Ve bunu sağlayan ortak müesseselerin kurulmasına öncülük etmek. alıntı BİLGİLERerkek kız konuşması caiz mi,erkek kız konuşması günah mı,islam,İslama Göre Bir Kadın ile Bir Erkek Konuşabilir mi,İSLAMİ SOHBETİslam tarihi boyunca bu medeniyet ve coğrafyanın içerisinde, İslam medeniyetinin gelişimi ve topraklarının korunmasında gözle görülür katkıları bulunan, ortaya koydukları başarılarla tarihçilerin dikkatlerini üzerlerine çeken ve yazılan ciltler dolusu tarih kitaplarında yer edinmiş birçok Müslüman kadın vardır. Sahih İslami tasavvurda her türlü meşru vesileyi kullanarak İslam’a davet ve toplumsal ıslah...
Sual Yabancı kadınlara bakmak günah mıdır?CEVAPKadınlara da erkeklere de lüzumsuz veya şehvetle bakmak günahtır. Âyet-i kerimede mealen buyuruldu kiEy Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramlardan korusunlar! İmanı olan kadınlara da söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! [Nur 30]Hadis-i şeriflerde de buyuruldu kiErkeğin kadına, kadının da erkeğe [şehvetle] bakması haramdır. [Taberani]Harama bakmak, şeytanın zehirli okudur. Allahü teâlâdan korkup yabancı kadına bakmayana, zevkli bir iman nasip olur. [Ramuz]Yabancı kadına şehvetle bakanın gözleri ateşle doldurulup, Cehenneme atılır, onunla toka edenin kolları ensesinden bağlanıp, Cehenneme sokulur, lüzumsuz ve şehvetle konuşan, her kelimesi için, bin yıl Cehennemde kalır. [ ve arkadaş hanımına şehvetle bakmak yabancı kadına bakmaktan ve evli kadına bakmak, kıza bakmaktan daha çok günahtır. Zina da böyledir. [R. Nasıhin]Bir erkeğin bir kadınla tokalaşması, zaruretsiz konuşması, görünmeyen bir yerde yalnız kalmaları haramdır. Peygamber efendimiz bile hiçbir kadınla tokalaşmamıştır. Bir hadis-i şerifte buyuruyor kiElbette ben kadınlarla tokalaşmam. [Nesai, İbni Mace, Taberani] Hazret-i Âişe validemiz de buyurdu ki Resulullah, kendisine helal olan kadınlardan başka, hiçbir kadınla tokalaşmadı. [Buhari, Müslim]Yine hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki Bir erkeğin başına demir bir şişin batması, namahrem bir kadına dokunmasından daha hafif kalır. [Taberani, Beyheki]Yabancı kadınla kucaklaşan, şeytanla beraber zincire vurulup ateşe atılır. [Şir’a]Kadınlarla bir arada yalnız kalmaktan sakının. Allah’a yemin ederim ki, bir kişi bir kadınla yalnız kalınca, aralarına şeytan girer. Bir kimsenin çamurlu bir domuzla sıkışmış durumda olması, o kimse için kendine helal olmayan bir kadına dokunmasından daha hafiftir. [Taberani]Namahremle konuşmakKadınlar zaruret olmadıkça namahrem erkeklerle konuşamaz. Ramuz’un 469. sayfasında yazılı ilk hadis-i şerif şöyleEy kadınlar, ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun, mahreminiz olmayanlarla konuşmayın! [İbni Said]Siz iffetli olursanızErkekler, iffetsiz [yani namussuz] olursa, geneleve falan giderse, karıları, kızları da kötü yola düşebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu kiSiz iffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur. [Hakim]Onun bunun karısını, kızını ayartan bizden değildir. [ eden, aynı şeye maruz kalır. [ elin kapısını, çalarlar kapını", "Eden bulur" denmiştir.]Kur'an-ı kerimde mealen, Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın buyuruluyor. Enam 151Buradaki yaklaşmayın demek, zinaya götürecek sebeplerden, hareket ve işlerden sakının, yabancı kadınları düşünmeyin, onlarla konuşmayın, onların seslerini dinlemeyin, onlara bakmayın demektir. Yabancı kadınlara bakmak gözü zayıflatır, kalbi karartır. Peygamber efendimiz de, "göz zinası" hakkında buyuruyor ki Yabancı kadına şehvetle bakmak göz zinasıdır, onu tutmak el zinasıdır, ona gitmek ise ayakların zinasıdır. [ yabancı kadın görüp de, Allah’tan korkarak, başını ondan çevirene, Allahü teâlâ, ibadetlerin tadını duyurur. [Ebu Davud, Hakim]Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin! [Beyheki] Kadının yüzünden ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir. [ Kadınların, Kur'an-ı kerim, mevlid, ilahi okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları haramdır. [Hoparlör, radyo ve TV ile duyurmaları ise mekruh olur.] Tergib-üs-salat, HadikaSual Aşağıdaki iddialar reformcu bir yazara ait. Cevap verir misiniz?Karşılaşan iki arkadaşın birbirinin elini öpmesi sünnettir. CEVAPHaram olduğu Redd-ül Muhtar’da yazılıdır.Peygamberimiz kadınlara el öptürmemişse de, onlarla müsafeha ederdi. Çünkü müsafeha etmek sünnettir. Eğer Peygamberimiz şimdi olsaydı kadınlara mutlaka el öptürürdü. Çünkü âlimlerin elini öpmek caizdir. CEVAPPeygamber efendimizin kadınlarla müsafeha ettiği yalandır. Âlimin, ana-babanın eli öpülür. Fakat namahrem kadın, bir âlimin elini öpemez. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki Peygamber efendimiz erkeklerle müsafeha ederek sözleştikten sonra, kadınlarla da sözleşme yaptı. Kadınların biati yalnız söz ile oldu. Mübarek eli kadınların eline dokunmadı. [3/.41]Tibyan’da Mümtehine suresinin 12. âyetinin açıklamasında deniyor ki Peygamber efendimiz, kendisi ile biat edilirken hiçbir yabancı [namahrem] kadınla müsafeha yapmamıştır. Hazret-i Âişe dedi kiPeygamber efendimizin kadınlarla biati söz ile idi. Onun eli, hiçbir yabancı kadının eline değmemiştir. [Müslim]Doktor, kadına dokunuyor, günah olmuyor da, benim elimi öpünce niçin günah olsun?CEVAPDoktor, zaruret olunca, ihtiyaç miktarı kadına dokunması caizdir. İhtiyaçtan fazla yerini açması haramdır. El öpmekte bir zaruret yok ki doktorla mukayese edilsin. Âlim evlat, cahil babasına imam olamaz.CEVAPYanlış bu. Evlat bilgiliyse, babasına imam olabilir. Bunu yanlış olarak kölenin imamlığına benzetmiş. Kölenin imamlığının mekruh olması, köle olduğu için değil, hizmetle meşgul olmasından dolayı ilim tahsiline vakit bulamayacağı içindir. Eğer âlim olursa kölenin de imamlığı mekruh olmaz. A’manın [körün] imamlığının mekruh olmasının sebebi de, elbisesini temizleyememesidir; fakat elbisesi temiz olan a’manın da imam olması mekruh değildir. Çünkü Peygamber efendimiz, a’ma olan İbni Mektum hazretlerini defalarca kendi yerine imamlığa seçmişti. Nimet-i İslamNamahreme bakmak günahtırSual Bazı ateistler, “Peygamber zamanında kadınlar örtünmezdi. Umacı gibi örtünmek o zaman yoktu. Hazret-i Âişe başı açık gezerdi. Şimdiki örtünmeyi, sonradan, yobazlar uydurdu diyorlar. Bu durum hicab âyeti gelmeden önce değil miydi? Bir de ateistlerin etkisi altında kalan, bir arkadaş, “Kadınlara bakmak, onlarla konuşmak, hatta onlarla beraber oturmak da günah değildir. Kadınların erkeklerle namaz kılmasının da mahzuru olmaz. Resulullah kadınların arka safta kılmasını söylemesi huşu açısındandır. Yoksa beraber kılmalarında mahzur olmaz. Tesettür detaydandır” diyor. Kadınların açık gezmesi, onlara bakmak ve konuşmak günah değil mi?CEVAPElbette günahtır. İçkiyi yasaklayan âyet-i kerime gelmeden önce müslümanlardan içki içenler vardı. Bunu örnek gösterip de içki yasak değildi demek yanlış olduğu gibi, hicab âyetinden önceki durumu bildirip kadınlarla konuşmanın, onlara bakmanın, onlarla oturmanın günah olmadığını söylemek de böyle yanlıştır. Hicab [tesettür = örtünme] âyeti gelmeden önce, kadınlar örtünmezler, Resulullaha gelip, bilmediklerini sorup öğrenirlerdi. Resulullah efendimiz birinin evine gitse, kadınlar da gelir, oturur, dinler, istifade ederlerdi. Beydavi’de ve Buhari’nin tefsir kısmında bildirildiği gibi, hicretten üç yıl sonra, Ahzab ve beş yıl sonra Nur surelerindeki hicab âyetleri gelip, kadınların yabancı erkekler yanında, oturmaları, bunlarla konuşmaları yasak edildi. Bundan sonra, Resulullah efendimiz, kadınların bilmediklerini, mübarek hanımlarından sormalarını emreyledi. Hicab âyetinden önceki durumu bildirip kadınların açılmasının mahzuru olmadığını söylemek, Müslümanları aldatmak olur. Resulullah efendimizin mübarek hanımı Ümm-i Seleme validemiz anlatır Meymune ile birlikte Resulullahın yanında idik. İki gözü de görmeyen İbni Ümmi Mektum izin isteyip içeri girdi. Resulullah bunu görünce, bize İçeri geçin buyurdu. O a'mâ değil mi, bizi görmez dedim. O sizi görmüyorsa, siz onu görmüyor musunuz? Yani, o kör ise, siz kör değilsiniz ya, buyurdu. Tirmizi, Ebu Davud, İ. Ahmed Hadis-i şeriflerde buyuruluyor kiYabancı kadını görünce, yüzünüzü ondan ayırın! Ansızın görmek günah olmaz ise de, tekrar bakmak günah olur. [Ebu Davud, Darimi]Buluğa eren kız, yüz ve elinden başka yerini namahreme gösteremez. [Ebu Davud]Şarkıcı kadının aldığı para haram olduğu gibi, onu dinlemek ve yüzüne bakmak da haramdır. Haramla beslenen vücuda Cehennem ateşi layıktır. [Taberani]Bir kadın koku sürünüp dışarı çıkar ve kokusunu duyurmak için bir topluluğun yanından geçerse, ona bakana da, kendisine de zina günahı [göz zinası] yüklenir. [Nesai]Gözler zina eder, eller zina eder, ayaklar zina eder, ferc zina eder. [Ahmed, Taberani] Gözün zinası harama [namahreme] bakmak, dilin zinası fuhuş konuşmaktır. [Buhari, Müslim, Ebu Davud]Bir kadın, güzel kokular sürünüp, göz alıcı güzel elbiseler giyerek, bir topluluğun yanından geçerse, zina işlemiş gibi günaha girer. [İbni Hibban]Harama bakmayan gözler, Cehennem ateşi görmez. [İsfehani]Kadına, şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp Cehenneme atılır. [M. Enhür]Komşu kadına, arkadaş hanımına şehvet ile bakmak, yabancı kadına bakmaktan on kat daha günahtır. Evli kadınlara bakmak, kızlara bakmaktan daha günahtır. [Taberani]Kadınların saçları da avrettir. Avret yerine bir zaruret olmadan şehvetsiz de bakmak Gazali hazretleri buyuruyor kiKadınların, kızların, başı, saçı, kolları, bacakları açık olarak sokağa çıkmaları haram olduğu gibi, ince, süslü, dar, hoş kokulu elbise ile çıkmaları da haramdır. Böyle çıkmalarına izin veren, razı olan ana babası, kocası veya kardeşi de, onun günahına ve azabına ortak olurlar. Kimya-yı saadetİmam-ı Zehebi de buyuruyor kiErkeklere ziynetini gösteren kadınlara, mesela altın, inci gibi şeyleri örtüsünün üstüne takan, koku süren, renkli ve ipek kumaş örtünmüş olan, kol ağızları geniş olup kolları görünen ve bunlar gibi kendilerini erkeklere gösteren kadınlara Allahü teâlâ dünyada ve ahirette azap edecektir. Zevacir-İbni Hacer-i Mekki Tesettüre riayet etmemek ve ziynetlerini göstermek gibi günahlar, kadınlarda çok olduğu için, Resulullah efendimiz, Mirac gecesi Cehennemi gösterdiler, çoğunun kadın olduğunu gördüm buyurdu. TirmiziHarama bakmamak için Sual Sokağa açık-saçık çıkmış bayanlara bakmamaya çalışsak da bazen de bakabiliyoruz. Bu gibi durumlarda günah işlememek için ne yapmalıyız? CEVAPHarama bakmamak için şunları bilmelia- Yabancı kadınlara bakmak gözü zayıflatır, kalbi karartır. Gözümüzün zayıflamaması, kalbimizin kararmaması için bakmamaya çalışmalıyız. İmam-ı Rabbani hazretleri, Haramlar, yaldızlanmış necaset gibidir buyuruyor. Dışı süslü ama, içi berbat. Bunu düşünebilen Avret yerini açana ve ona bakana Allah lanet etsin hadis-i şerifini düşünerek lanetlik olmamak için hep bu hadis-i şerifi hatırlamalıdır. c- Allah’ın azabından korkarak, başını yabancı kadından çevirene, Allahü teâlâ ibadetin tadını duyurur hadis-i şerifini düşünerek ibadetlerin zevkine varabilmek için bayanlara bakmamalıyız. d- Kadına, şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp, Cehenneme atılır hadis-i şerifini düşünerek, gözümüze erimiş kurşun dökülerek Cehenneme atılmaktan korkmalıyız. e- Yabancı kadına bakmak iffetsizlik, yani namussuzluktur. Durup dururken niye namussuz olalım? f- Baktığımız kadınlar, birinin anası, bacısı, kızı veya karısıdır. Biri bizim anamıza, bacımıza, kızımıza ve karımıza baksa razı olur muyuz? İffetli insan razı olmaz. Bizim baktığımız bayan da mutlaka birinin anası, bacısı, kızı veya karısıdır. Namussuzluk olan bu işi nasıl yaparız? Bir hadis-i şerifte, Erkekler, namuslu olun ki, karılarınız kızlarınız da namuslu olsun buyuruluyor. Karımızın kızımın namussuz olmasına sebep olmamız kadar ahmaklık var mıdır? g- Atalarımız da çalma elin kapısını çalarlar kapını buyuruyorlar. Kapımızın başkaları tarafından çalınmaması için kimseye kötü gözle bakmamamız yaklaşmayınSual Kur’anda Zina etmeyin denmeyip de, niye, Zinaya yaklaşmayın deniyor?CEVAPEvet, Kur’an-ı kerimde, Zinaya yaklaşmayın buyuruluyor. İsra 32Yine, Kur’an-ı kerimde, Ana ve babanı dövme denmez; ama, Ana babana öf deme buyurulur. İsra 23Bu âyet-i kerimede öf demeden maksat, onlara üzücü bir şey söyleme demektir. BeydaviBurada, en hafifi söylenerek, bundan bile sakınılması, böylece daha kötü olan işe yaklaşılmaması emredilmektedir.Zinaya yaklaşmayın ifadesi de, zinaya götürecek sebeplerden, hallerden, hareketlerden ve işlerden sakının demektir. Yani erkekler için, yabancı kadınları düşünmeyin, onlara gülümsemeyin, onlara selam vermeyin, ihtiyaç olmadıkça onlarla konuşmayın, hal hatır sormayın, yüzlerine karşı dua etmeyin, onlara mektup, mesaj yazmayın, mailleşmeyin, chat yapmayın, onların seslerini dinlemeyin, onlara bakmayın, onlarla tokalaşmayın, yalnız bir odada kalmayın, dans etmeyin vesaire için de, dikkati çekici elbise giyinmeyin, kocanızdan başkasına makyaj yapmayın, ziynetlerinizi göstermeyin, koku sürünerek sokağa çıkmayın, onların görebileceği yerlerde durmayın, onlarla selamlaşmayın, tebrikleşmeyin, yüzlerine karşı dua etmeyin, tokalaşmayın vesaire erkeklere bakmasıSual Kadınların, yabancı erkeklere şehvetsiz bakması, caiz değil midir?CEVAPŞehvetsiz, ihtiyaç kadar, avret yeri açık olmayan yabancı erkeklere bakmak caizdir. Şehvetten emin olan kadının yabancı erkeğe bakması, erkeğin erkeğe veya erkeğin, mahremi olan kadınlara bakması gibi caizdir, yani günah değildir. Şehvetle bakması ise, haram olur. Ancak ben şehvetsiz bakıyorum diyerek, yabancı erkeklere bakmayı âdet haline getirmesi, ihtiyaçsız bakması uygun sohbetSual Kendileri görülmediği için, namahremle telefonla sohbet, mesajlaşmak veya mailleşmek caiz olur deniyor. Bunda bir ölçü yok mudur?CEVAPİhtiyaçsız konuşmak caiz olmaz. Kur’an-ı kerimdeki, Zinaya yaklaşmayın ifadesi, zinaya götürecek sebeplerden, hallerden, hareketlerden ve işlerden sakının demektir. Mesela erkekler için, yabancı kadınları düşünmeyin, onlara gülümsemeyin, ihtiyaç olmadıkça onlarla konuşmayın, selam vermeyin, hal hatır sormayın, onlar duyacak şekilde dua etmeyin, onlara mektup, mesaj yazmayın, mailleşmeyin, chat yapmayın, onların seslerini dinlemeyin, onlara bakmayın gibi anlamlara geldiği kitaplarda bakmakSual Yabancı kadının iç çamaşırlarına bakmak caiz midir?CEVAPŞehvetle bakmak haramdır. S. EbediyyeTelevizyondaki görüntüSual Yabancı kadınların resimlerine veya TV’deki görüntülerine bakmak caiz midir?CEVAPKadınların, saç, kol gibi bakılması haram olan yerlerinin, aynadaki veya sudaki görüntülerine şehvetsiz bakmak caizdir. Bunları görmek, kendilerini görmek gibi olmaz. Resimlerine, TV’deki ve bilgisayardaki görüntülerine bakmak, aynadaki hayallerine bakmak gibidir. Hepsine şehvetsiz bakmak caiz olup, şehvetle bakmak veya şehvete sebep olacak görüntülerine bakmak haramdır. Yani şehvete sebep olacak görüntüyse, şehvetsiz de olsa, buna bakmak sebep olmakSual Televizyon ve gazetedeki şehvete sebep olmayan görüntülere, şehvetsiz bakmak caiz olduğuna göre, bunları yayımlamak da caiz midir?CEVAPBunlara şehvetle bakanlar da çıkacağı için, şehvete, harama sebep olan fotoğraf ve görüntüleri yayımlamak caiz kırmakSual Şehveti çok olan ne yapmalıdır?CEVAPŞehveti tahrik eden şiir ve şarkılardan uzak durmalı, cinsellik ihtiva eden kitapları okumamalı, televizyondaki ve internetteki böyle yayınlardan yemeli, çünkü sirke şehveti kırar. Kuvvetli gıdalardan da uzak durmalı. Oruç tutmak ve gece ibadet etmek de faydalıdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledirOruç ve gece ibadeti şehveti keser. [İ. Ahmed]
Kadının sesi’’kendisine nikahı düşen erkeğe’’ haram mıdır ?Giriş Peygamberimizin yaşantısı,kadın sesinin helal olduğunu kendisi kadınlar ile bildiren hadisler mütevatir derecesindedir.Tarih-i Taberi Bizler uymakla emredilmiş kişilerizNisa,80 ;Haşr, 7 ; Enfal,13;Ali imran,31-32 Öyle ise belirli şartlar ile kadın sesi haram değildir. Bu şartlar ’’Kadının ciddi konuşması’’maddesi ile tek maddeye düşürülebilir. Kadının sesinin avret yani yabancı erkeklere haram olduğunu söyleyenler şunları delil getirmiştir 1-Hac ve umrede kadınların telbiyse esnasında seslerinin fazla çıkmayışı,seslerinin avret olduğunua işarettir. 2- إِنَّ الْمَرْأَةَ عَوْرَةٌ، فَإِذَا خَرَجَتِ اسْتَشْرَفَهَا الشَّيْطَانُ، وَأَقْرَبُ مَا تَكُونُ مِنْ وَجْهِ رَبِّها وَهِيَ فِي قَعْرِ بَيْتِهَا ’’Şüphesiz ki kadın avrettir. Dışarı çıkınca şeytan onu gözleyip bekler. O bakımdan kadının ilâhî rahmete en yakın olduğu zaman, evinin köşesinde bulunduğu vakitlerdir.’’ Kaynak Tirmizi,Cami;İbn Hibban,Sahih / Hadis sahihtir,bakınız Ervau’l Ğalil,1,303 Kadının sesi haram değildir,diyenler de aşağıdaki ayetleri delil getirmiştir يَا نِسَاءَ النَّبِىِّ لَسْتُنَّ كَاَحَدٍ مِنَ النِّسَاءِ اِنِ اتَّقَيْتُنَّ فَلَا تَخْضَعْنَ بِالْقَوْلِ فَيَطْمَعَ الَّذٖى فٖى قَلْبِهِ مَرَضٌ وَقُلْنَ قَوْلًا مَعْرُوفًا ’’Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız erkeklerle konuşurken sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık kötü niyet olan kimse ümide kapılmasın. Güzel ve doğru söz söyleyin.’’ Ahzab suresi 32. ayet Bu ayet,kadınların sesinin ,kendisine nikahı düşen bir erkek için haram lizatihi var oluşu ile haram olmadığına,haram liğayrihi arizî bir sebep ile haram olabileceğine dair en net verici bir duygu hissettirmeyecek konuşma tarzı ile konuşmak,haram değildir. Ayetin tefsirine bakalım ’’Yumuşak söz söylemelerinin yasaklanması “Eğer takva sahibi olmak istiyorsanız, çekici bir eda ile konuşmayın. Yoksa kalbinde hastalık bulunan kimse arzu duyar. Siz ciddi söz söyleyin.” Yani siz takvayı isterseniz, yahut Allah’ın hükmüne ve Rasulünün rızasına aykırı davranmaktan sakınan kimseler iseniz erkeklerle konuşurken yumuşak ve ince konuşmayın. Sözleriniz ciddi, ihtiyatlı ve güçlü olsun. Böylece kalbinde kuşkuya, fasıklığa ve hayasızlığa meyil olan kimse ihaneti arzu etmemiş olur. Siz sesinde eğme bükülme olmayan, kuşkudan uzak kocalarınıza hitap ettiğinizden farklı olarak normal, alışılagelen ciddi söz söyleyin. Bu yasaklama Hz. Peygamber hanımları için böyle bir durumun ihtimal dahilinde olduğu manasına gelmez. Bundan murad onların en yüce faziletlere ve bu faziletli amelleri uygulamaya teşvik etmektir. Cenab-ı Hak, Hz. Peygamber hanımlarını hayasızlıktan, yani çirkin fiillerden menedince bunun ilk adımı olan, kalbinde hayasızlık, fasıklık ve münafıklığa meyil olan kimsenin kötü anlayışına sebep olacak şekilde kuşkulu ve karşı tarafa arzu verici tarzda yabancı erkeklerle konuşmaktan da menetti. Ümmetin hanımları Allah Tealâ’nın emrettiği bu edeplerde Hz. Peygamber hanımlarına tabidirler. Kısaca; kadın yabancı erkeklerle kocasıyla konuşur gibi konuşmayacaktır.’’ Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Ahzab suresi 32. ayet tefsiri ’’ … Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.’’ Ahzab suresi 53. ayet Bu ayet de nikahsız olan kadın ve erkeğin konuşmasının caizliğine işaret ’’ Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman ,vaz geçiniz,istemeyiniz’’ konuşma yani kadın sesi duyma haram olsa bu durum,bu ayette belirtilirdi. Hz. Ömer, hilâfeti zamanında bir cuma hutbesinde evliliklerin kolaylaştırılmasını ve mehrin azaltılmasını tavsiye edince cemaat arasında bulunan Kureyşli bir kadın ayağa kalkarak bir âyetle Nisâ, 4/20 cevap vermiş, halife onu haklı bularak sözünde ısrar etmemiştir İbn Sa’d, Tabakât, 8, 58, 81; İbn Kudâme, el-Muğnî, 7, 210 “Bir kadın Allah Rasûlüne gelerek dedi ki Her zaman mescide çıkarak sözlerinizi dinleyemiyoruz. Bize bir gün tayin et de o gün gelelim, sen de Allah’ın sana öğrettiğini bize öğret”. Hz. Peygamber bu teklifi uygun bulmuş ve hanımlara ders vermiştir Buhârî, Sahîh, I, 34, 8, 149 Musa Mısır’ı terk edip Medyen’e varınca bir su başında koyunlarını sulamak için sıra bekleyen iki hanım kız gördü. Yardıma ihtiyaçlarının olup olmadığını sordu. Bundan sonrasını Kur’ân-ı Kerim’den izleyelim “Onlar şöyle dedi Çobanlar sulayıp çekilmeden biz sulayamayız. Babamız oldukça yaşlı bir adamdır. Bunun üzerine Musa, onların hayvanlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi.Rabbim, göndereceğin hayıra ve rızka çok muhtacım.’ dedi. O sırada hanımlardan biri utana utana yürüyerek Musa’ya geldi. Babam hayvanlarımızı sulama ücretini vermek için seni çağırıyor’dedi.” Kasas 23,25 Uzman görüşleri 1. ’’Allahü teâlâ, kadının namahremle yumuşak sesle konuşmasını men ediyor.’’ Mektubat-ı Rabbani 3,41 2. ’’Alimler,kadın sesinin avret olup olmadığı konusunda ihtilaf kadın sesi,kendisine nikahı düşen erkeklere haramdır derken bazıları da haram değildir,demiştir.’’ Abdurrahman Cezîrî Kitâbu’l-Fıkh ale’l-Mezâhibi’l-Erbe’a 3. Zühaylî “Kadının, Kur’ân şeklinde de olsa, coşkulu ve nağmeli olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır.” İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 1 467 4. İbn Abidin “Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekâsı kıt olanlar zannetmesinler ki, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halinde ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadınların yüksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.” Reddü’l-Muhtar, 1 272 5. Beşer “Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz. Hanımlara özel ilmihal, 314 6. Ali es-Sabûni “Açıkça görüldüğü gibi, eğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir.” Tefsîrü Âyâti’l-Ahkâm, 2 167 7. İmam Nevevi ’’وصوتها ليس بعورة على الأصح En sahih görüşe göre kadın sesi avret değildir.’’ der. Ravzatu Talibin 8. el-Mevsuatu’l Fıkhiyye ’’Fitneye sebep olacak şekilde konuşmak ile haram olur aksi taktirde haram değildir.’’’’Silm’’ maddesi,45 cilt, Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı tarafından yayımlanan fıkıh ansiklopedisi 9. iki Ciltlik ilmihal ’’… Hatta kadının sesinin fitneye yol açacağı, bunun için de yabancı erkekler tarafından duyulmasının doğru olmadığı şeklinde klasik literatürde yer alan görüşler de bu amaca yöneliktir. Burada söz konusu edilen kısıtlama ile erkek ve kadınların bir arada yaşaması, birbirlerini görmeleri ve seslerini duymaları değil, kadın-erkek ilişkilerinde fitne, tahrik ve ölçüsüzlük önlenmek istenmektedir. Yoksa Hz. Peygamber’in ve sahâbîlerin genç ve yaşlı hanımlarla konuştuğuna dair pek çok örnek vardır. Bk. Buhârî, “Nikah”, 6; Müslim, “Birr”, 53’’ ’’Ses avret değildir.’’ Görüşünde olan bazı bilginler aşağıda ayrıca sıralanmıştır 1. İbn Useymin ,Durus ve Fetava 2. Muğnil Muhtac,4,210 Şafii mezhebine ait kitaptır. 3. Keşşaful Kina’ ,5,15 Hanbeli mezhebine ait kitaptır. 4. Fetava el Cenneti’l Daime,12,156 5. İbn Baz,Mecmu’u Fetava ………… Kadın sesi haram olsa bile ”وَمَا لَكُمْ أَلاَّ تَأْكُلُواْ مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللّهِ عَلَيْهِ وَقَدْ فَصَّلَ لَكُم مَّا حَرَّمَ عَلَيْكُمْ إِلاَّ مَا اضْطُرِرْتُمْ إِلَيْهِ وَإِنَّ كَثِيرًا لَّيُضِلُّونَ بِأَهْوَائِهِم بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِالْمُعْتَدِينَ Size ne oluyor da Allah’ın adı anılarak kesilenleri yemiyorsunuz? Halbuki zorda kaldığınız zamanlar hariç, size harâm edilenleri ayırt etmişti. Şüphe yok ki halkın çoğu, bilmeden kendi istekleriyle sapıp gider. Şüphe yok ki Rabbin, haddini aşanları daha iyi süresi mealidir. Bu ayet ile ve diğer naslar ile sabit olan ”الضرورات تبيح المحظورات” usulu fıkıh kaidesi gereğince ”Haram olan şeyler zaruret anında helal olur.” Öyle ise bir ilmi okutan sadece erkek hoca varsa , kadınların bu derse katılmasında bir mahsur olamaz! [vc_row el_position=”last”] [vc_column] [vc_button title=”pdf olarak indirin” href=” color=”wpb_button” size=”btn-mini” icon=”wpb_document_pdf” target=”_blank” el_class=”extra” el_position=”first last”] [/vc_column] [/vc_row]
Kadınların Erkeklerin Yanında Çalışırken Dikkat Etmesi Gereken HususlarMümin bir kadının okul, hastane, fabrika, alış-veriş vb yerlerde eğitim, iş veya meslek gereği yabancı erkeklerle karşılaşma ve görüşmesi durumunda aşağıdaki esaslara dikkat etmesi gerekirBakışlarını Kontrol Altında Tutması Erkek ve kadının konuşma ve birbirine muhatap olma durumunda bakışlarını kontrol altında tutmaları gerekir. Bir mümin, karşı cinsin bakılması yasaklanan yerlerine bakamaz ve bakışını ihtiyaç dışında uzatamaz. Ayetlerde şöyle buyrulur Mümin erkeklere, gözlerini haramdan sakınmalarını söyle 1, Mümin kadınlara da söyle Gözlerini haramdan sakınsınlar 2’Altını Göstermeyen Bolca Giysi İle Örtünme Kadının el ve yüz dışında bütün bedenini, altını göstermeyen ve vücut hatlarını ortaya çıkarmayan bolca bir giysi ile örtünmesi gerekir. Örtülü hanımlar İslam toplumunda saygı görür şimdiki örtülü geçinenler kastetilmiyordur herhalde, İslam’i usullere göre kapananlar kastediliyor. Çünkü örtü, kötü niyetli erkeklerin bakışlarına ve sarkıntılık etmelerine karşı onları korurÖlçülü Konuşma Ve Ölçülü Yürüme Mümin bir kadın yabancı erkekle konuşmasında ölçülü olmalı ve ihtiyaç kadar konuşmalıdır. Ayette şöyle buyrulur Yabancı erkeklere çekici bir eda ile konuşmayın, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin 3’.Yürüyüşünde ölçülü olması gerekir. Salınarak, kırıtarak yürüme müminin vekarı ile bağdaşmaz. Ayette şöyle buyrulur Kadınlar gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayakları yere vurarak yürümesinler 4’.Süslü Ve Çekici Giysi İle Örtünmeme Süslü ve çekici giysiler evde giyilmeli, yabancı erkeklerin yanında ve evin dışında bunlar baş örtüsü ve dış giysi ile örtülmelidir. Diğer yandan dışarıda erkeklerin dikkatini çekmek için parfüm sürülmesi de, Mümin kadının ağır başlı ve ciddi tavırları ile bağdaşan bir durum Erkekle Tenhada Başbaşa Kalmaktan Kaçınmak Yabancı bir erkekle, kimsenin olmadığı yerlerde baş başa bulunmamak gerekir. Bu durum hadisle yasaklanmış ve böyle bir yerde üçüncü kişinin şeytan olduğuna dikkat çekilmiştirDinen Bir Kadın Kaynı ile Yenge ile Kaynı Baş Başa Kalabilir mi?∟ Özellikle kocanın hısımlarından birisi ile, kimsenin olmadığı yerde başbaşa kalmanın daha tehlikeli olduğu Allah elçisi tarafından şöyle belirtilmiştir Kadınların yanına girmekten sakınınız! Dediler ki Ey Allah’ın elçisi! Kayın birader hakkında ne buyurursunuz?Şöyle buyurdular Kayın birader ölümdür. Yani bu bir helak nedenidir’. Çünkü bir cinsel macera meydana geldiği takdirde, bu tarafları ölüme kadar götürür ve kısımlık yerine düşmanlık İhtilafın Zaruret Ve İhtiyaçla Sınırlı Tutulması Yabancı erkeklerle bir arada bulunma zaruret ve ihtiyaçla sınırlı tutulmalıdır. Çünkü gereksiz, ihtiyaç dışı ve uzun görüşmeler fitneye yol açabilir. Ayrıca kadını kutsal görevlerini yapmaktan, evinin hakkını gözetip, çocuklarını eğitmekten olarak ;Mümin kadınlar nişan, düğün, bayram ve benzeri kutlamaları veya ev ziyaretlerini yahut diğer sosyal faaliyetleri kendi hemcinsleriyle oluşturacakları topluluklar içinde yapmayı şiar edinmelidir. Kadın evinin dışındaki eğitim, iş, meslek, ibadet vb faaliyetlerde ya bir mahremi ile birlikte bulunur ya da güvenilir kadın toplulukları içinde yerini alır vesselam…Kaynak Hamdi Döndüren / Delilleriyle Aile İlmihali / bkz 78-801-Nur 30 2-Nur 31 3-Ahzab 32 4-Nur 31
kadının erkekle konuşması haram mi